Dem-Sadık Yalsızuçanlar / 2
Halvet Der Encümen ’de de anlatırdı. İsmi Nigar. Bir tilki yağmuru sonrası peşinden takip edilen kalın dudaklı o kız işte. Bakışlarını kaçırmak istesen de artık geri dönülmez bir noktada olduğunu sen de biliyorsundur. Görünce, kalbindeki bağı çözüp bana attı, kendine bağladı. Aşkın rahmetiymiş bu, bunu yıllar sonra anladım. O an neler olduğunu hatırlamıyorum. Sadece iri, badem gözlerini hatırlıyorum. Bir de gamzesini. Gülümseyince belirmişti… … İlk kez korunaksız bir kışa girecektik. Varsa yoksa Nigar. Bir gülse, konuşsa, baksa, ahh şu yağmurda bir ıslansak, birlikte yürüse, ona deliler gibi sevdiğimi söylesem, onsuz öleceğimi. İlk gençlik zamanları. Hiç unutmayacağını zannettiğin günler. Karnına bir bıçak sokulup, usul usul çeviriyor sanki. İçinde hep bir yara. Kanaman durmaksızın sürüyor. Bir pansumancı bekliyorsun Cemil. … Gözlerine uzun süre bakamıyor, bakışlarımı kaçırıyordum. İçim eriyordu. Kalbim duracakmış gibi küt küt atıyordu. O da öyleydi. Zaten onu ne zaman görsem kalbim du...