Uluçay ve Irmak
Issız Adam'da yönetmen sinemanın tüm kavramlarını istismar edercesine bir şeyler anlatıyordu. Daha önce burada sözkonusu filmle ilgili kadın-erkek ilişkilerini ele alan bir şeyler karalamıştım ancak filmi tüm boyutlarıyla eleştirmemiştim. Genel olarak filmle ilgili beni en rahatsız eden şey, özellikle seyirciye bırakması gereken yerleri bile gözümüzün içine sokma davranışının aleniliğiydi.
İşin aritmetiğini, tekniğini bilmek bunları da kapsar mı?
Aşkı, hazzı, cinselliği anlatırsın, anlatırken seyircinin hayal gücüne bırakacağın yerler olur bu hem izleyicinin zekasına güvenmektir hem de sömürüye mahal vermemektir. Ahmet Uluçay'ın ilk ve tek uzun metrajlı filmi buna en güzel örnektir. Bir mektupla aşkı, bir cevizle de hazzı ve cinselliği anlatır Uluçay. Sinemada bir mevzuyu anlatmak böyle bir şey olsa gerektir.
Yorumlar
uluçay yine bir film çekiyordu ama haberim yok bitti mi, bitmediyse ne zaman biter, bilginiz var mı acaba?
inşallah iyileşir ve bitirir filmini.