İnsan bir çıkış arıyor hayatında. ve çıkmak istedikçe daha da batağa batıyor. kurtulmak istedikçe esir düşüyorsun. anlık kararlar alıp o aldığın anlık kararlar seni yeni anlık kararların arefesinde düşürüyor. tam bir paradoks.
Sevgili M.Nedim Hazar, o büyük oyuncuyu ne güzel de anlatmış . Ruhun şad olsun Büyük Oyuncu.. ... " Malum, ilk dönemi Birleşen Yollar ile neredeyse 50 yıl önce başlamıştı. Minyeli Abdullah, Yalnız Değilsiniz gibi filmlerle başlayan ikinci dönemde Anadolu’dan, sıradışı bir katılım oldu bu akıma. Konya’da aslında farklı işlerle meşgul olan, ancak sinemaya gönül veren Nurettin Özel ve Hüseyin Türkyıldırır ellerinde bir film kasetiyle gelmişlerdi İstanbul’a: Kapıcı Musa. Anadolu şartlarında, son derece mütevazı bir bütçeyle çekilmiş etkileyici bir hikâyesi olan filmdi Kapıcı Musa. Ancak, teknik ve estetik olarak yeterli olmadığı için, Esra Film, yönetmen İsmail Güneş’e hikâyeyi Beşinci Boyut ismiyle tekrar çektirdi. Pek çok oyuncu tekrar çekimde aynen rol aldı. Bunlardan biri elbette başroldeki Kapıcı Musa’yı oynayan Muzaffer Çetinyılmaz’dı. Çetinyılmaz, o kadar etkileyici bir performans sergilemişti ki, pek çok kişi onu gerçekten kapıcı zannediyordu. İtaly...
Film iki kadının 24 saat içerinde yaşadığı haz ve tutku arayışının içinde yüzleşmeleri de barındıran minimal bir film. sıkıcı denilebilecek diyaloglar var o yüzden ilgimi çekmedi diyebilirim. Lakin filmin ilk sahnesinde yaşanan olay ve buolayın sonunda kişinin işine son verilmesi olayı üzerinde birkaç gün düşündüm. Filmin iki ana karakterinden biri olan ve oyunculuk yapan Nima, menejerinden aldığı bir telefonla bir çekim kadrosuna dahil edilir. Çekim ekibi içerisinde daha önce hayranlık beslediği oyuncular ve yönetmen vardır. orada çekimler ve diyaloglar ile ilgili nazik bir dille yaptığı uyarılar ilk önce "bak böyle uyarıları bizde zamanında yaptık ama işimizi kaybettik" imasıyla kibar bir dille ifade edilir. Sonrasında çekim arası bir yemek esnasında aklına takılan şeyler ile ilgili konuşmak istediğinde yine o nazik tepki le karşılaşır ve ertesi gün çekime hazırlanırken menajerinden gelen bir telefonla işine son ver...
Biliyor musun? İçimde Bir Orman Vardı Kocaman Yemyeşil Bi anda yandı kül oldu gitti... Böyle diyor Kemal. O köy meydanında rastladıkları düğünde köylü kız çocuğunun saçlarını örerken kuruyan yanıp kül olan o ormanın gözlerine nasıl da bakıyordu. Bazen kül olan yeniden harlanır Kemal. Mecburiyetler kenara itmiş görünür ama gün gelir aynaya bakarken kendi gözlerine denk gelirsin. Korkutur seni... dumanı hala tütüyordur sevdanın.
Yorumlar