Kış Uykusu (Notlar)
Sondan
başa doğru ilerlemek gerekirse, Avcı erkeğin elinde bir avla(tavşan) dönmesi
evin kadınını her zaman heyecanlandırmaktadır. Kadın erkeğinden av
istemektedir. Ama o şimdiye kadar kadın gibi toplayıcılık yapmaktadır. Filmin
ilk sahnesinde Aydın elinde bir avuç mantarla gelir. Nihal, toplayıcı bir erkekten ziyade avcı bir
erkeği tercih etmektedir. Ancak Aydın’ın bunu anlaması için Suavi ve Levent
öğretmenle ava çıkması gerekmektedir. Bu sahne bana Semih Kaplanoğlu’nun “Yusuf
Üçlemesi”nin ikinci filmi olan “Süt”ü çağrıştırdı. “Süt”te askerlik çağına
gelmiş(ancak askere kabul edilmemiş) evin delikanlısı Yusuf’un annesinin
evleneceği adamın avdan balık ve kazla dönmesi çok masalsı anlatılmıştır. Yusuf
ise gerçek bir erkek olduğunu annesine ispatlayamamanın hüznü ve utancıyla
kendini bir maden ocağına kapatır. Tek avuntusu ise şiirdir. Avcı erkek
annesini onun elinden almıştır.
Nihal, hep
kocasının boyunduruğundan kurtulmak için uğraşmış. Büyük ve ünlü bir aktör
olacakken kendini küçük bir otele hapseden eşine belki de bu nedenle kızgın.
Hiçbir vasfı ve değeri olmadığına eşi onu inandırmış. Bir zaman sonra ise bu
inandırma büyük bir nefret ve hasete dönüşmüş. Yardımseverlik bahanesiyle tek
başına bir şeyler yapabilirim düşüncesiyle bir çevre oluşturmuş. Eşinin
gittikçe münzeviliğe dönen karakteri ile iç bunaltan görümcenin tutarsız
davranışları arasında kalmak ona da iyi gelmemiş. Zaman geçiyor ve Nihal
hayatı, insanları tanımak yerine kendini ispat etme zehrini beynine saplamış.
Bu “kendini ispat” saplantısı onun büyük bir ders alabilmesini de sağlıyor.
Eşinin küçük gördüğü insanlara yaklaşarak “oldum” deme çabası bir bumeranga
dönüşecek.
Necla
film içerisinde seyircinin en çok sevdiği veya seveceği karakter belki de. “Karı-koca”nın
ağızlarının paylarını iyi veriyor. Kendi iç sorgulamasını yaparken eleştirel
olarak açtığı pencereler hem tartışmanın boyutlarını genişletme açısından hem
de düşünce tarihimize yaklaşım açısından önemli kazançlarını seyircinin cebine
aktarıyor. Necla, ülkemizde her gün üçüncü sayfa haberlerinde sıklıkla
karşılaştığımız bir mağdur aslında. Eşinden şiddet gördüğü için
ayrılmış/ayrılmak zorunda kalmış. Bu filmin genelinde yönetmen tarafından
detaylı bir şekilde ele alınmamış. Necla, Nihal ile konuşurken “kötülüğe karşı
koymamak” fikri etrafında kendi mağduriyeti ve geçmişi ile ilgili bir şeylerden
bahsediyor. İyi eğitim almış, çevirmenlik yapan bir kadının bile erkek
şiddetine maruz bırakılması filmin yan temalarından biri. Necla’nın
trajedisinin diğer bir yanı ise kocanın fiziksel şiddetinden ağabeyin manevi
şiddetine evrilmesi. Nihal’le ve Aydın’la konuşurken bahsettiği “kötülüğe karşı
koymamak” fikriyatının temelini de bu kaçış oluşturuyor olabilir. Necla, bir
film konusu olabilecek kadar uzun bir yazının konusu. (Umarım yazabilirim)
Notlar devam edecek...
Notlar devam edecek...
Yorumlar