Bir Ayrılık, Bir Sistem, Bir Sorgulama
Yönetmenin* ilk
olarak Elly Hakkında sını seyrettim.
Filmin içine girdikçe katman katman derinleşen bir yapıyla karşılaştım.
Görüntülerden, bakışlardan, kaçışlardan ve ikili ilişkilerden çok şey hafızama
nakşettim. Sonra vicdanı sızlatan ve insanın şu ahir ömründe unutamayacağı bir
hatasının madalya gibi boynuna asılacağını idrak ettim. Ve o vicdanı kanatan
madalya ile yaşamanın rahatsızlığı beni çok yaraladı.
Sonra elim,
gözüm ruhum gitti. Bir Ayrılık ı
izleme vakti geldi dedim. Sosyal medya da bu filmle alakalı “böyle bir filmin
nasıl olur da sansürün bu kadar yoğun yaşandığı bir ülkede çekilebildiği” ile
ilgili bir şeyler okumuştum. Filmi izledikçe bu yorumların doğruluğuna kani
oldum.
Yalanın
doğurduğu başka bir yalan. Bilinen sözlerin ötelenmesi ile ortaya çıkan kaos
durumu ve çözülmesi beklenen sorunlar. İnsan bir iyilik yapmak istediği için
diğer tüm yapması gereken mükellefiyetleri bir kenara itebiliyor. Ertelediği
hadiseler aslında o anda iyi olarak görünebilecek davranışların neticeleri
konusunda bir belirsizlik durumu ortaya çıkarıyor.
Çocuğuz hepimiz
ve ebeveynimize karşı sorumluluklarımız var. Evleniyoruz eşimize karşı bir
sorumluluk/yükümlülük durumu nevzuhur ediyor. Sonra çocuk olursa şefkatin
katalize ettiği ebeveyn sorumluluğumuz kuşatıyor bizi. Bütün bu farklı görevler
kendi istediğimiz tercihler değil belki ama hayatın içinde kaldığımız müddetçe
bu devam edip gidiyor.
Film, bir
erkeğin babasına bakması ve eşi ile beraber yurtdışına gitme kararsızlığının
babasına bakma tercihine dönmesinin boşanma ile sonuçlanması ile başlıyor.
Sonra babaya bakması için tutulan kadın, kadının rahatsız eşinin de katılması
ile farklı zamanlarda söylenen yalanların dehlizler de modern insanı nasıl da
yuttuğunu gösteriyor.
Bu filmle ilgili
söylenecek çok şey yok kanımca. Ruhumda deriz izler bıraktı o ayrı. Bunun yanı
sıra sürekli sorular soruyorum izlence sonrasında. Ülkelerde birilerinin
yaptıkları sözüm ona devrimler gerçekten devrim mi yoksa kör gözün parmağına
misali devrim dayatıldıkça ondan kopup uzaklaşan insanlar mı var?
Siz bir yenilik getirdiğinizi yeni bir sistem
kurduğunuzu iddia ettikçe bunun tam tersine parçalanan aileler, söylenilen
yalanlar ve sizin sisteminizle** aynı yerde durmayan milyonlarca insan kalıyor.
Ve hala gözümden
gitmeyen o sahne. Anne ve baba ayrılıyor. Kız, hakimle baş başa kalıp kiminle
yaşayacağı ile ilgili tercihini söyleyecek. Anne ve baba mahkeme
koridorlarında, birbirlerine bakıp bakıp kaçırıyorlar bakışlarını. Kız hala
içeride. Seyircinin aklı kızın kararında. Jenerik akmaya başlıyor ve yönetmen
tercihi bize bırakıyor.
* Asghar Farhadi
** Adalet sistemine, aile hayatına getirilen
sert eleştirilerin nasıl da sansür kurulunun gözünden kaçtığı gerçekten hala
çözemediğim bir muamma.
Yorumlar
Bu tespitinize dair ufak bir yorum: Son sahne akarken aslinda ben karsilikli bakismalardan cok, Simin´in ara ara Nader´i yokladigini ve Nader´in bu bakislara katiyen cevap vermedigini gördüm. Bence bu bir nevi Simin´in eve tekrar dönüsünün Nader tarafindan reddedilmesi ve Nader´in kendi kendini dogrulayarak "hakliligini" ispatlamasiydi
bu film ona cevap veriyor. Temizlikçi kadın vicdanından değil, çarpılma korkusundan son anda parayı almaktan vazgeçti, yoksa bal gibi parayı alacaktı.