Mommo-Ahmet


Daha ne kadar bu olgunluğu sürdürebilirsin ki.
Herkes top peşinde işte.
Sıcak yemekler önlerinde.
Şefkat desen en lezizinden.

Bana öyle bakma Ahmet.
Bilmem ki ben buraları.
Yoksulluğun kıyısından geçmedim ki.
Hiç ambardan un almanın korkusunu...

Korkular,
Evet korkular
Yıldızların kanatlarına sığınılan korkular.

Daha ne kadar sürecek bu olgunluk Ahmet.
Siyah hüzünlü saçları.
Sana ‘abi’ deyişi
Velespiti öğrenme arzusu
Olgunluk küçük kahve gözlerde mi
Ya da uzak bir baba mektubunda mı

Sor Ahmet
Unutulacak mı?
Vefa yere serilip
Tozlu sokaklarda bırakılacak

Sapsarı bir ıssızlığın ortasında
Ve yemyeşil köylük bir yerde.
Otur şöyle yanıma
Anlat hadi…

Bütün akranların bir çılgınlığın peşindeyken
Bu suskunluğun neden…
Kuzine sobayı anlat.
İçinde pişirilen yarım yamalak börekleri.
Ya da alelacele acıkılan zamanlarda
Birkaç közlenmiş soğan ve patatesin kokusunu.

Olgunluk yokluğa mı vareste Ahmet.
Bir başak gibi büyürken eğilip te başın
Bir kuyu dibinde
Ölüm budur mu diyeceksin.

Korkma bu sefer
Açık açık anlat
Koy bi yana velespiti
Düşmesin ellerin

Gözler unutmaz Ahmet
Olgunluk en çok gözlere vurur

Gel hele otur şu yamacın düzüne
Şimdi bırak gözünün yaşını
Vuslat ömrün kıyısında...

Kork yine de Ahmet,
Mommo artık kızkardeşinin rüyalarında…

Yorumlar

Dalgaları Aşmak dedi ki…
yoksulluk ve yoksunluk...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Biliyor musun? İçimde Bir Orman Vardı

Kapıcı Musa(Muzaffer Çetinyılmaz)nın Ardından...

Kırık Bir Aşk Hikayesinin Çekim Serüveni