Kelebeğin Rüyası
Şair olmak zor değil mi? Yazıyoruz işte harala
gürele. Bir meydan savaşına girer gibi. Anne karşında, baba karşında.
Yazdıkça çizdikçe etrafındaki çember kayboluyor ve
kimse kalmıyor. Yapayalnızlaşıyorsun. Ölsem diye düşündüğün zamanlar oluyor.
Korktuğun zamanlar da öyle çok ki. Bitse artık bu
ızdırap derken dizelerin dolduruyor parşömenleri.
Daktilolar çata çata
yazdıklarını aktarıyor onlara. Hayat ne de hızlı akıyor değil mi?
Ölmek için genç yaşamak için de fazla ihtiyar değil
miyiz be kardeşim.
nasıl
geçmişti günlerimiz nasıl
esen
bir step şarkısı halinde
ve
hergün bir hatıra sahilinde
nasıl
geçmişti günlerimiz nasıl[1]
Ben kırık bir dal gibiyim çoğu zaman. Herşey gözümde
öyle büyüyor ki. Sahil de bir taş gibi kalakalıyorum. Her zaman beklediğim o
yerde seni ve onu.
Neler geçiriyorum bir bilsen aklımdan. Kapkara
bulutları, bembeyaz toprakları. Yerin altını ve üstünü.
Aşkı ikimizde bilmiyoruz belki. Aşkı öğrenmek ne de
zor geliyor ilk duyduğumuzda.
Yorgun tütün sarılı gecelerde aklıma ne çok şey
geliyor bazan. Daktiloyu parçalarcasına.. sesler uğuldarcasına.
bir
sabah uyandığım vakit
seyredebilsem
penceremden
kocaman
gemilerle dolu
kocaman
bir limanı[2]
Uzun ve büyük gemiler geçiyor gözlerimin önünden.
Gmiler hep ölümü hatırlatıyor bana. Ve sonra uzak
seni. Aşk bir gemiye binip giden yalnız yolcu gibi. Bembeyaz elbiseler içinde.
Hasta
olmasaydın seni bana vermezlerdi ki…[3]
Bir cigara daha versen Muzaffer. Kanatarak çekelim
içimize dumanı. Islak yamaçlarda dizeler dökülsün ciğerimizden. İnce bir
hastalıktı bu desinler.
"inanın
sözüme şairler
üçer
beşer söneceğiz
yirmi
ikiye varmadan
rüştü
gibi ölecegiz"[4]
[1] Rüştü Onur
[2] Muzaffer Tayyip Uslu
[3] Filmden
[4] Salah Birsel
Yorumlar