Sarı ve Müjdat...

Babama bir gün dedim ki: “ ben tır şoförü olmak istiyorum.” Daha on üçümde ya var ya yokum. Babam gazeteden başını kaldırdı ve gülümsedi: “ peki. ” O an hayalimin önündeki tek engel babam aradan çekildi ve ben hayalin gerçeğe dönüşmesi problemi ile başbaşa kaldım. Bazen hayaller öyledir. Gerçekleşme ihtimali bile sizi ürkütür. O hep bir düş olarak kalmalıdır. Yastığa başınızı koyduğunuzda tutkuyla istemeli ancak önünüze geldiğinde korkuyla titremelisinizdir. O gün de öyle oldu işte. Korktum. Okulu kırmak güzeldi de bırakıp bambaşka bir tünele girmek cazip gelmedi gözüme. Odama döndüm. Bir kitap açtım. Sırtüstü yattım. Kitabı okumadım ama yüzüme örttüm. Selüloz kokusunu içime çektim. Kelimelere bir bir yuttum sanki. Pencere açık değildi. Biri olsa da şu pencereyi açsa dedim içimden. Nefesim kitabın sayfalarına çarpıp tekrar yüzüme vuruyordu. Anneme sarılmak istedim. Doyasıya koklamak onu. Kitabı yüzümden kaldırdım usulca. Kitapta ilk gördüğüm paragrafı bir çırpıda okudum. ...