Aslında babam hakkında daha kapsamlı bir film yapmak istiyordum. Başlangıçta niyetim onun kimselere benzemeyen taraflarına eğilmekti. Ama galiba film, babamın özgün ve beni hayrete düşüren taraflarını değil de, daha çok tipik, herkeste var olabilecek bir özelliğini öne çıkardı. Yaşama gücünü birbiri ardına edindiği amaçlarla, bunlara ulaşmak için giriştiği sonu gelmez mücadeleler içinde bulan, tüm vaktini bu mücadeleyi lehine çevirecek stratejiler geliştirmekle harcayan, bu yüzden de biraz bencilleşmiş ve insanlara güvenini biraz yitirmiş bir karakter çıktı ortaya.* Nuri Bilge Ceylan’ın babasının vefat haberi daha yeni düştü bilgisayar ekranına. Oturduğum yerden kalkamadım. Sıcak çayımdan bir yudum aldım biraz sonra. Bir şeyler yazmak istedim bu bilge adamla ilgili. İlk kez oğlunun Kasaba filminde karşıma çıkan ve beni büyüleyen bakışların sahibi yaşlı bilge. Sarı çayırların ortasında uyuyakalan, akşamın alacasında ateşin başında torunlarına ve çocuklarına Birinci Dünya Savaşı günler...