Beşir'le Vals-Waltz With Bashir (2008)

İnsan geçmişte yaşadığı veya yaşattığı acıların vicdan azabını duyarak ve inleyip ağlayarak geri kalan günlerini dolduruyor. Keşkeler hiç peşimizi bırakmıyor ki… Keşke yaşlı adama daha iyi davransaydım. Keşke kızıma o kadar yüksek sesle bağırmasaydım. Keşke annemin sözünü dinleyip bu kadar yüksek bir duvardan atlamasaydım… Keşke… Keşke… Keşke… Bilmediğimiz bir şeylerin dairesine dahil oluyoruz kimi zamanlarda. Bir rüya görüyoruz ve sırf geri kalan yaşamımızda adam gibi bir vicdan muhasebesine girişebilmek için hatırlamak istiyoruz. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar hatırlayabilmek… Gençliğin fırtınalı ve dağdağalı zamanları ile ilgili ne varsa bilmek. O hırsla tarumar edilen bağlar, bahçeler var mı? Kırdığımız, incittiğimiz ve hırpaladığımız incecik parşömen kağıdı gibi yürekler var mı? diye… Üşüyorum diyor ya filmin kahramanı Hollanda’da hatırlamak isterken parçaları bir bir. İşte öyle üşüyorsunuz. Mutfağa gidip sıcak bir kahve hazırlamak istiyorsunuz. Biri kolunuzdan tutacak ve hadi...