tag:blogger.com,1999:blog-133038282024-03-13T06:09:11.961+03:00moroccom - sinema ve edebiyat üzerine...moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.comBlogger432125tag:blogger.com,1999:blog-13303828.post-58999052117967585862023-10-09T10:32:00.012+03:002023-10-09T10:53:16.860+03:00Kuru Otlar Üstüne : Güzel ve yalnız ülkenin kırgın yorgun ve umutsuz insanlarına dair…<p><span face=""Segoe UI", sans-serif" style="font-size: 10.5pt; line-height: 107%; text-align: justify;"><span style="background: white;"></span></span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiQ_wzreJ9BCKX6rViB9Oo1jqugi5P2nb-SjVrF39-jROl5Ch6degUB7cMPYeCi1tFO5H_xbG9EzIsClT2MfDUOc6bTRSu8rfL-_rIm71mBxE0X8LB4cLLSGtg-hmm37aEaLJV7r2ZeymA1ds0DkfqeZdPqVn0wAriY9kK9hJYqMA7ZSUBBmruVpw/s4096/still8_hires.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: georgia; font-size: medium;"><img border="0" data-original-height="1716" data-original-width="4096" height="168" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiQ_wzreJ9BCKX6rViB9Oo1jqugi5P2nb-SjVrF39-jROl5Ch6degUB7cMPYeCi1tFO5H_xbG9EzIsClT2MfDUOc6bTRSu8rfL-_rIm71mBxE0X8LB4cLLSGtg-hmm37aEaLJV7r2ZeymA1ds0DkfqeZdPqVn0wAriY9kK9hJYqMA7ZSUBBmruVpw/w400-h168/still8_hires.jpg" width="400" /></span></a></div><span style="font-family: georgia; font-size: medium;"><br /></span><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: georgia; font-size: medium;"><span style="background: white; color: black; line-height: 107%;">Samet
bir resim öğretmeni. Kendi ifadesiyle uzun yıllar öğretmen olabilmek için
sınavlara hazırlanmış ve nihayetinde de ülkenin doğusunda ücra bir köye
atanmış. Yaklaşık dört yıldır da orada. Film onun sömestr tatili sonrası okula
dönüşü ile başlıyor. Evi paylaştığı edebiyat öğretmeni Arkadaşına getirdiği
zeytinyağından anladığımız kadarıyla ülkenin en batısında bir yerlerde asıl
memleketi. Ülkenin en batısından en doğusuna atanmış bir öğretmen var
karşımızda. Belki de o yüzden en kı</span><span class="object"><span style="background: white; color: #005a95; line-height: 107%;">sa</span></span><span style="background: white; color: black; line-height: 107%;"> zamanda
batıda bir yerlere gitmek istiyor ilk geldiği günden beri. Özellikle de
İstanbul a. Bunu her girdiği ortamda hissettiriyor. Yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın(NBC)
da filmin Cannes'da gösterimi sonrası yaptığı konuşmada söylediği gibi
"mutluluğun başka yerde olduğu avuntusu' onu ayakta tutmaktadır. Samet in
yaşamına ufaktan dâhil olduğumuzda onun yaşamına dair bazı doneler de
yakalarız. Öğrencilerine hatta bazı öğrencilerine karşı ilgili, merhametli ve
hoşgörülü bir öğretmendir o. Okulda arkadaşlarıyla samimi ve düzgün ilişkiler
kurmaktadır. Bunun yanı sıra gitmek fikrini saplantı haline getirse de yöre
halkı ile muhabbeti şaşırtıcı düzeyde iyidir. Burada yöre halkı konusuna bir
parantez açmak gerekirse NBC ilk kez burada her taraf ve her görüş için keskin
eleştiriler getirmektedir. <o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="background: white; color: black; line-height: 107%;"><span style="font-family: georgia; font-size: medium;">Öğretmenlerin
yaşam hikâyesine odaklandığımızdan yöre halkı ile ilgili çok fazla bir bil
edinemeyiz. Film içerisinde bununla ilgili toplam dört kişi üzerinden bir
değerlendirme yapılabilir aslında. İlki öğretmen Samet’in köye geldiğinin
ertesi günü okul çıkışı beraber yürüdükleri bir genç.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Köyde yaşayan ve işsiz güçsüz olduğunu
anladığımız bu gencin ayrıca Samet’e borcu da vardır.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Biraz mahcup bir ifadeyle borcunu işe girip
ödeyeceğinden bahsetmektedir. Bu gencin siyasi örüşü veya düşüncesine dair
birkaç ipucunu yönetmen bizimle paylaşır. Güvenlik güçlerinin zırhlı aracı köy
içinde devriye atarken aracın içerisindeki komutan öğretmeni çaya davet
eder.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Yanındaki genç buna biraz bozulur
hatta sen şimdi çaya gidersin diyerek de takılır Samet’e. Samet aslında
karakterine dair en önemli özelliklerinden birini açık eder izleyiciye. Nabza
göre şerbet veren biridir Samet ve hiçbir zaman gerginlik çıkmaması adına kendi
gerçek fikirlerini çoğunlukla belli etmez. Kendi karakterine dair bir iz sürmek
istediğimizde onun sinirlenmesi gerekir ve üstenci bakışı daha net ortaya
çıkar. Onun buraya gelip öğretmenlik yapması bile yöre halkı için bir lütuftur
aslında. Samet hiç gitmeyeceğim dediği karakola gider ve subay ile beraber çay
eşliğine PS oynar. Samet budur işte. Her duruma kolaylıkla adapte olabilen ve
asla konforunu bozmayan biridir. Köydeki genç ona babasının bir gece
götürüldüğüne dair çocukluk anısını anlattığında onun bu (genç için oldukça)
travmatik ana dair tek tepkisi babasının bıraktığı milli piyango biletine bir
şeyler çıkıp çıkmadığıdır. <o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="background: white; color: black; line-height: 107%;"><span style="font-family: georgia; font-size: medium;">İkinci
karakter ise köyün içerisinde Samet’le birlikte yürüyerek yanına gittikleri bir
veterinerdir. Köyün içerisinde köy evinden bozma bir yerde mesleğini devam
ettirmektedir. Genç ile Veteriner in arasında yıllara dayanan bir arkadaşlık
ilişkisi olduğunu aralarındaki argo düzeyi yüksek diyaloglardan anlayabiliriz. Aralarında
bir gerginlik ve samimiyet vardır aslında. Gerginlik yine yöre ile ilgili
mevzulara dayanmaktadır. Genç, kendinden yaşça büyük olan veterineri safını
belli etmemekle itham ederken veteriner ise yılların da verdiği olgunluk ve
deneyimin özgüveni ile değişen hiç bir şeyin olmadığı bir coğrafyada hangi
safta olduğunun bir önemi yok diye savunmaktadır. Samet tüm bunların bir
şekilde tanığıdır ama kendine tanımladığı güvenli alandan çıkıp bir söz söyleme
yahut bir adım atma cesaretini göstermez. İkilinin tartışmalarında dahi olayın
alttan alınarak kapanması taraftarıdır. Halının altına süpürülen sorunlarla
ilgilenmez Samet. Nasıl olsa kısa bir zaman sonra buralardan gidecektir ve
fotoğraf makinesi ile çektiği fotoğraflar dışında tüm anılarını hafızasından
sildirecektir sanki.<o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="background: white; color: black; line-height: 107%;"><span style="font-family: georgia; font-size: medium;">Yöreden
üçüncü karakter ise filmin de ana hikâyesinin sürükleyen Samet’in öğrencisi
Sevim’dir. Sevim ile ilgili çok bir şey bilmez izleyici o köyden değildir komşu
bir köyden bin bir zorlukla okula gelmektedir. Sadece diğer öğrencilerden tek
farkı öğretmenine karşı beslediği derin bir sevgidir. Ona her izin dönüşünde
hediyeler veren, onu diğer öğrencilerden ayrı bir kategoride değerlendiren bir
öğretmene karşı ortaokul öğrencisi Sevim’in beslediği duygular küçük düşünceli
insanların büyük önyargılarına takılır. Sevim’in duyguları yara alır. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Sonra da öğretmeni ve öğretmeninin ev arkadaşı
olan başka bir öğretmeni belki kendi çocukça hisleriyle belki de önyargılarına
hapsolmuş büyüklerin yönlendirmesiyle şikâyet eder. Aslında kimin şikâyet
ettiği veya bu şikâyetteki mevzuların doğru olup olmaması yönetmenin derdi
değildir. Bu olay sonrası bürokratik olarak işleyen sürece dair ortaya
konulanlar ve her aşamada verilen farklı tepkiler bundan daha da önemlidir. <o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="background: white; color: black; line-height: 107%;"><span style="font-family: georgia; font-size: medium;">NBC’nin
ilk dönem filmlerinden itibaren taşra bürokrasisine dair yaptığı gözlemleri her
daim çok gerçekçi bulurum. Bu filmde de okul müdür ve öğretmen ilişkisi ile
ilçe milli eğitim müdürü ve öğretmenler arasında yaşanan gelişmeler ve bu
esnada ortaya çıkan diyaloglar gerçeğin birebir aynısı denilebilecek düzeydeydi.
Ast-üst ilişkilerinde yaşanan düzeysizlikler ile hiyerarşik bürokratik yapının
işlevsizliği apaçık ortaya konuluyor filmin içerisinde. Bu konu belki de
akademik bir düzeyde ele alınabilecek bir konunun içeriği olabileceğinden
kısaca geçiyorum. <o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="background: white; color: black; line-height: 107%;"><span style="font-family: georgia; font-size: medium;">Yöreden
dördüncü karakter olarak sınıfta Samet’in Sevim’e ayrıcalık yaptığının
düşünerek sesini ara ara yükselten erkek öğrenci var. Aslında kurulan bu sınıf
düzenine karşı ufak tefek çıkışmaları olsa da konumu nedeniyle yapacağı bir şey
yok. Yüzünün aldığı halden bu durumdan hoşnut değil ama gücü de belli. Samet
öğretmen ile Sevim’in arası açılınca pek mutlu oluyor ve sınıftaki gücün
kendisine artık daha iyi davranacağı umudunu koruyor belki de. Samet burada da
aslında yine fırsatçı davranıyor. Asabi davranışlarının en azından sınıf
üzerindeki hâkimiyetinin etkilememesi adına sınıfın önceden göz ardı ettiği
kesimlerini yanına çekerek gücünün zayıflamasına izin vermiyor. <o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="background: white; color: black; line-height: 107%;"><span style="font-family: georgia; font-size: medium;">Ve
filmin ana karakterlerinden Nuray. Samet’in bir öğretmen arkadaşının “ikiniz de
resim yapıyorsunuz anlaşırsınız” tavsiyesiyle bir okulun kantininde
buluşuyorlar. Samet’in evlenme fikrine uzak olması ve batılı olmasından
mütevellit genel bir yöre halkını küçümseme tavırları nedeniyle Nuray’ı çok
benimseyemez. Onu dört yıldır aynı evi paylaştığı ve fotoğraf çekmeye devam
ettiği halde bir kez bile fotoğrafını çekmediği öğretmen Kenan ile tanıştırmak
ister. Bu üçlü bir araya geldiğinde ve sonrasında Nuray’ın Kenan’a gösterdiği
alaka tabii ki Samet’i rahatsız edecektir. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Samet’in egosu hiç rahat durmaz ve her zamanki
gibi Nuray’ı merkezine alır. İlçe merkezinde tesadüfen yaşanan o buluşma bile
belki de Samet’in planlamasıdır bilinmez. Sonrasında Nuray ile aralarında
yaşananlar ve Nuray’ın Kenan’a söyleme diye sıkı sıkıya tembihlerine rağmen
rahat durmayan Samet sabahına Kenan’a her şeyi anlatır. Burada Nuray karakteri
aslında her iki erkeğinde vicdanının sesi gibidir. Onların yaşadıkları ile
ilgili olarak şeffaflık sergileyen tek taraf Nuray’dır. İnsanların dostlukları
arasındaki önyargı duvarının yıkılmasına yönelik her ikisi ile de doğru ve
erkek egosunu darmadağın eden bir konuşma yapar. Yeryüzündeki her güzel şeyin yine
insan tarafından tuz buz edilmesi insanoğlunun mukadderatındadır. <o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="background: white; color: black; line-height: 107%;"><span style="font-family: georgia; font-size: medium;">Samet’le
Nuray’ın yemekte baş başa giriştikleri münakaşa benzeri diyalog dayanışma ve
teklik arasındaki bir ikilemdir belki de. İdealist öğretmen kadın ile tek derdi
buralardan gitmek olan bir egosantrik erkeğin bu konuşmadan bir yere
varamayacakları da bellidir. Gerçi sonrasında yemek masasından kalkılıp koltuğa
geçildiğinde Nuray’ın da kollektif bilinç ve umuda karşı yorgun olduğunu
çaresiz gözlerle ifade etmesi de evrenin ortasında yapayalnız bir insan
olduğumuzu hissettirmektedir. İnsanın ihtiyaçları, istekleri ve beklentileri ve
üzerine inşa ettiği kendi bilincinin bir gün ıssızlığın ortasında tek başına
kalabileceği gerçeği yüzümüze çarpılmaktadır. <o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="background: white; color: black; line-height: 107%;"><span style="font-family: georgia; font-size: medium;">Kuru
Otlar Üstüne sadece bir taşra filmi olarak değerlendirilebilir belki. Sıkıcı,
kasvetli ve mahrum bir coğrafya üzerinde anlatılan bir hikâye belki de kentin
tam ortasında anlatılsa bu kadar etkili olamaz. Bireyin kalabalıkların içinde
kaybolarak verdiği yaşam mücadelesi onun kendi benliğinin gizli yanlarının
ortaya çıkması için bir gerekli şartları oluşturmayabilir. Ancak doğanın bütün
kuvvetiyle insanın üzerinde hükmünün icra ettiği bir yerde yüreğin ve aklın
hissettikleri yaşamın her anına nüfuz eder ve kalan ömrü de baştanbaşa
değiştirebilir.</span><span face=""Segoe UI", sans-serif" style="font-size: 10.5pt;"><o:p></o:p></span></span></p><span style="font-size: medium;"></span>moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-13303828.post-4646197464981897832019-03-28T12:40:00.000+03:002019-03-28T12:40:22.764+03:00Duck Butter (2018)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://4.bp.blogspot.com/-s35AVG9alKg/XJyWf3CY7VI/AAAAAAAAEWA/ceXKqULbCEQdiJy1zuEftMRW-uycz2UEwCLcBGAs/s1600/duckbutter.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="522" data-original-width="1280" height="130" src="https://4.bp.blogspot.com/-s35AVG9alKg/XJyWf3CY7VI/AAAAAAAAEWA/ceXKqULbCEQdiJy1zuEftMRW-uycz2UEwCLcBGAs/s320/duckbutter.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Film iki kadının 24 saat içerinde yaşadığı haz ve tutku arayışının içinde yüzleşmeleri de barındıran minimal bir film. sıkıcı denilebilecek diyaloglar var o yüzden ilgimi çekmedi diyebilirim. Lakin filmin ilk sahnesinde yaşanan olay ve buolayın sonunda kişinin işine son verilmesi olayı üzerinde birkaç gün düşündüm. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Filmin iki ana karakterinden biri olan ve oyunculuk yapan Nima, menejerinden aldığı bir telefonla bir çekim kadrosuna dahil edilir. Çekim ekibi içerisinde daha önce hayranlık beslediği oyuncular ve yönetmen vardır. orada çekimler ve diyaloglar ile ilgili nazik bir dille yaptığı uyarılar ilk önce "bak böyle uyarıları bizde zamanında yaptık ama işimizi kaybettik" imasıyla kibar bir dille ifade edilir. Sonrasında çekim arası bir yemek esnasında aklına takılan şeyler ile ilgili konuşmak istediğinde yine o nazik tepki le karşılaşır ve ertesi gün çekime hazırlanırken menajerinden gelen bir telefonla işine son verildiğini öğrenir. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Birkaç dakikalık birkaç sahneden bahsediyorum. Sonra arkadaşının önerisiyle çok sert bir mailde atar filmin yapımcılarına ama neticede işinden olmuştur.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Gündelik yaşamda da böyle nazik ama iğneleyici rencide edici üsluplar ile karşılaşırız. Hatta yüzünüze gülerken sizin hayatınızı baştan başa değiştirecek olumsuz değişikliklerin startı verilmiş bile olabilir. bu açıdan öğretici ve can sıkıcı bir sahneydi benim açımdan.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
O kadar sık bu tarz insanlarla karşılaşıyoruz ki. Objektif uyarılar bile yanlış anlaşılıp kuyular kazılıyor, insanlar infaz ediliyor. İşyerinde yanlışını belirttiğiniz bir insan size en büyük düşman haline dönüşebililiyor.</div>
moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-13303828.post-75076024695447944722019-03-05T15:28:00.002+03:002019-03-05T15:28:53.497+03:00Bir Taşra Köpeği (2019)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://4.bp.blogspot.com/-PBPy2miKsus/XH5rXDgbIwI/AAAAAAAAEVM/hTfqjx-LZD8AQ_Lm5IBOjvoqTWTr5S1OwCLcBGAs/s1600/IMG_20190304_075757.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1196" height="320" src="https://4.bp.blogspot.com/-PBPy2miKsus/XH5rXDgbIwI/AAAAAAAAEVM/hTfqjx-LZD8AQ_Lm5IBOjvoqTWTr5S1OwCLcBGAs/s320/IMG_20190304_075757.jpg" width="239" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Akın Aksu, Ahlat Ağacı’nın
senaristlerinden biri. Nuri Bilge Ceylan’ın uzaktan akrabası aynı zamanda. Ceylan,
bir gün memleketini ziyaret ettiğinde Aksu’nun babasıyla sohbet ediyor. Bu sohbetten
sonra babanın filmini yapmak istiyor ve bunun için de daha önce yazdıklarını
okuduğu Aksu’dan yardım istiyor. Ondan babası ile ilgili bir şeyler yazarak
kendisine göndermesini talep ediyor. Aksu’nun gönderdiği metin ile beraber
babanın hikâyesini sinemaya aktarma fikri oğula doğru çevriliyor. Baba figürü
ise burada oğul karakterini anlamlandırma ve ortaya çıkarmada yardımcı oluyor. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Akın Aksu’nun daha önce
yayınlanmış birkaç kitabı var fakat o kitapların yeni baskıları olmadığından
ulaşmak mümkün değil. Onun yeni kitabı geçtiğimiz günlerde yayınlandı. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Roman, üniversiteden mezun olmuş
ama kendi alanında iş bulamamış ev kirasını dahi ödemekte zorlanan bir gencin yaşam
mücadelesine devam ederken yaşadığı iş arama ile ilgili tecrübeler ve aç
kalmamak adına başvurduğu yöntemleri anlatırken insanın varoluşunu da
sorgulamaktan geri durmuyor. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Kitap isminden hareketle bir köpeğin
etrafında gezinmiyor ancak romanın bazı yerlerinde bir köpek kahramanımızın
ayaklarına dolaşıyor sonra kayboluyor. İnsanın ölümü bile kahramanımız için
açlık hissinden daha az bir duygu yoğunluğuna neden olurken sadece o köpek için
birkaç damla yaşı toprağın üzerine bırakıveriyor.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Taşra kenti olunca orada bir
üniversitede var haliyle. Yazarımız taşra üniversitesinde akademisyenlerin
ideolojik çıkar çatışmalarının aslında basit kişisel çıkar çatışmalarını kamufle
etmek için uydurulmuş özneler olduğunu ima ediyor. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://2.bp.blogspot.com/-bhcRU1SENMA/XH5raw2F4bI/AAAAAAAAEVQ/RXW5WyHdVEcUJP_EpsDw1JaCCX43ItVawCLcBGAs/s1600/IMG_20190303_191943.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="240" src="https://2.bp.blogspot.com/-bhcRU1SENMA/XH5raw2F4bI/AAAAAAAAEVQ/RXW5WyHdVEcUJP_EpsDw1JaCCX43ItVawCLcBGAs/s320/IMG_20190303_191943.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Kendi koltukları için
kötülüklerini bileyleyen insanlar sadece taşrada yok elbette ancak akademik
ortamda kınlarından çıkan kılıçlar genç bireyleri de olumsuz etkiliyor.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Romanın kahramanı bazı anlarda oportünizm
bayrağını bazı durumlarda o kadar zirveye dikiyor ki okuyucu bu kadar da olmaz
derken sonrasında hak vermek zorunda kalıyor. Çünkü, bu vahşi ortamda
sunabileceğiniz tecrübe, beceri ve bilgi kısıtlıysa çıkar merkezli bir davranış
sergileyemediğiniz de doğal seleksiyon sizi dışarıya atıveriyor. Bunun pratik
olarak karşılığı ise kirayı ödememek için ev sahibinden kaçmak oluyor.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Yazar, tüm tartışmalarda,
ortamlarda ve mekanlarda, ideolojiler ve dinlerin de çıkarları tetiklediği
sonucuna varıyor. İdeolojik olarak seçilen yönlerin kendi amacımıza hizmet
etmezse başka bir yöne savrulacağına işaret ediyor ya da ben öyle anladığımı
ifade edeyim.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Akın Aksu’nun kitabı daha da
yalnızlaştırıldığımız bu evrende yalnız olduğunu bildiğimiz insanlarla aynı
havayı soluduğumuz umuduyla sone eriveriyor. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Umarım yazarın diğer kitapları da
yeniden yayınlar; bu sayede onun gözünden taşra ve taşra insanlarını okumaya
devam ederiz.<o:p></o:p></div>
<span id="goog_766247000"></span><span id="goog_766247001"></span>moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-13303828.post-34915794282239777522019-02-22T11:08:00.004+03:002019-02-22T11:08:54.742+03:00In den Gängen (2018) <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://2.bp.blogspot.com/-mHayRf0zOlo/XG-ty1ajcwI/AAAAAAAAEU4/TrpIPh69hdYQTZqrQgAj3ZrdKeeod8ftgCLcBGAs/s1600/4-format43.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="534" data-original-width="800" height="213" src="https://2.bp.blogspot.com/-mHayRf0zOlo/XG-ty1ajcwI/AAAAAAAAEU4/TrpIPh69hdYQTZqrQgAj3ZrdKeeod8ftgCLcBGAs/s320/4-format43.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Bana bir gökyüzü ver. Yıldızlara ulaşmak için basamak ol.<br />
<br />
Ölmek istemiyorum rafların arasında.<br />
<br />
Umudumun parlatıcısı ol. Rutinlerimi kır.<br />
<br />
Geleceğe birlikte yürümemize izin ver.<br />
<br />
Odamın duvarlarına yansıyan ışıkların içinde seni hayal ediyorum. Seninle bir ömür...<br />
<br />
<br />moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-13303828.post-55386947679302114822019-02-20T15:56:00.000+03:002019-02-20T15:56:03.846+03:00The Ballad of Buster Scruggs (2018)<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://2.bp.blogspot.com/-cZ0e2Q1wZLs/XG1OXLTAdGI/AAAAAAAAEUk/W89hWwB2W0cjLk0EHeCQTnfeYjsm6_mHwCLcBGAs/s1600/the-ballad-of-buster-scruggs.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="900" data-original-width="1600" height="180" src="https://2.bp.blogspot.com/-cZ0e2Q1wZLs/XG1OXLTAdGI/AAAAAAAAEUk/W89hWwB2W0cjLk0EHeCQTnfeYjsm6_mHwCLcBGAs/s320/the-ballad-of-buster-scruggs.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Yorgunum. Gidecek hiçbir yerim
yok. Günler birbiri ardına sıralanmış gidiyor ama her bir gün diğerinden daha
da monoton.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Öykülerim var biriktirdiğim
yaşanmışlıklardan. Okuduklarım da oldu tabii. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Biraz da uydurduklarım..<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Bir arabanın ardında devam eden
bir yaşam benim ki… Yol alıyoruz. Yeni insanlar görüyoruz ve öyküler
anlatıyorum.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Hiçbiri ile bir kez bile diyalog
kur(a)madığım binlerce insan var hafızamda. Soğuk kış gecelerinde yol
kenarlarında kamp kurmuş insanlardan kendi hallerinde kasaba sakinlerine kadar
bir sürü insan.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Benim gibi ölmek isteyenine pek
rastlamadım ama.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Burası Vahşi Batı ölmek istemeseniz
de sizi öldürecek o kadar çok insan var ki. Altın peşinde de ölebilirsiniz
banka soygunu sonrasında da…<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Bazen kendinize yeni bir yaşam
kurmak istediğin zaman öyle engellerle karşılaşırsınız ki o kurşunu beyninize
sıkarsınız. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Uzun ve sert geçer yolculuklar. Bu
yolculuklarda sevebileceğiniz birilerine de rastlayabilirsiniz. Aşık olmak
ister insan nihayetinde ama başta da belirttiğim gibi burası Vahşi Batı. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Ölmek en güzel faaliyettir
burada. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Suyun içerisinde uzanan bir taş
parçası gibi…<o:p></o:p></div>
<br />moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-13303828.post-87456841458213341692019-02-01T16:47:00.000+03:002019-02-01T16:47:59.929+03:00Kraftidioten (2014)<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://4.bp.blogspot.com/-ZcInu0ciBlI/XFROCHMvAfI/AAAAAAAAEUI/uA6Pnbx0A8ECVp_T2iKBNUJeBOs_JMLqwCLcBGAs/s1600/Kraftidioten.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="720" data-original-width="1280" height="180" src="https://4.bp.blogspot.com/-ZcInu0ciBlI/XFROCHMvAfI/AAAAAAAAEUI/uA6Pnbx0A8ECVp_T2iKBNUJeBOs_JMLqwCLcBGAs/s320/Kraftidioten.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
-Ne diye bu kadar kar yağıyor ki? Buna nasıl katlanıyoruz
anlamıyorum. Her Allah'ın günü kar var.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Kar refahtır. Refah içinde olan sıcak ülke yok ki.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
-Hava harika olunca refah içinde bir devlete de ihtiyacın
olmuyor. O zaman muz topluyorsun<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
ve işin bitiyor.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bali'de, Vietnam'da, Tayland'da insanlar kendi başının
çaresine bakmak zorunda. İspanya g*te geldi. Portekiz g*te geldi. Aynı şekilde
Yunanistan, İtalya g*te geldi. Bunlar hep sıcak ülkeler. Hastanelerde personel
yok. Aileler yemek parasını ödemek zorunda. Güney Afrika zorda, Afrika zorda. California
yakında iflas edecek.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Güneş ya da refah.<o:p></o:p></div>
<br /><br />
__________________________<br />
<br />
<br />
<div class="MsoNormal">
- Hiç Norveç hapishanesinde kaldın mı?<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
- Henüz değil.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Kalmayı çok istersin. Yemekler güzel. Ortam sıcak.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
- Yemekler güzel mi?<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
- İnanamazsın. Maaşlı işe giriyorsun orada.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
- Şaka yapıyorsun.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Yemin ederim! Herkes arkadaş canlısı ve kibar. Gardiyanlar
seni taciz etmez. Tecavüz yok. Mahkûmlar bile efendi. Tecavüz yok, gardiyanlar
iyi.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Benimle kafa bulmuyorsun ya.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Modern bir topluluk. Medeni. Bütün dişlerimi yaptırdım,
baksana.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
- Hapishanede mi?<o:p></o:p></div>
<br />moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-13303828.post-36486090710552385812019-01-14T14:05:00.001+03:002019-01-14T14:05:50.319+03:00Transit (2018)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://4.bp.blogspot.com/-SN1FJdDPLIM/XDxs7yHNQII/AAAAAAAAETk/m2Q9Q2E8LeI9SAI9HdvgJ7YTZenNHChmgCLcBGAs/s1600/transit.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="560" data-original-width="840" height="213" src="https://4.bp.blogspot.com/-SN1FJdDPLIM/XDxs7yHNQII/AAAAAAAAETk/m2Q9Q2E8LeI9SAI9HdvgJ7YTZenNHChmgCLcBGAs/s320/transit.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
Transit geçip gideceğiz bu dünyadan.<br />
<br />
Sanki son durak gibi gözüme göründü Marsilya Limanı. Sonra aralarda uğranacak transit geçişler için vize uğraşıları.<br />
<br />
Geçmişte olan bir hikayeyi aynen alıp günümüze uyarlamak ilk başta kafamı kurcalasa da sonra seviyor insan. hikayenin bir ucundan sende içine çekiliyorsun.<br />
<br />
Arap asıllı o çocukla Dortmund muhabbeti etmek ardından ona bir dondurma ısmarlayıp herhangi bir elçiliğin sırasında çile doldurabileceğimi düşündüm.<br />
<br />
Sonra vatansızlığı. umutsuz bir şekilde ülkenden ayrılmayı.<br />
<br />
Marsilya Limanından her gün bir gemi kalkıyor uzak diyarlara.<br />
<br />
İçinde özleyenler var, özlenenler de...moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-13303828.post-52686134868138495382019-01-14T13:57:00.001+03:002019-01-14T13:57:39.309+03:00Doğu Demirkol'a Dair...<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://3.bp.blogspot.com/-D5IFS1VUugE/XDxrHGdkltI/AAAAAAAAETY/GoKs6tM8W7gZpClo0bCiO6fdtxrngRVegCLcBGAs/s1600/ahlat.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="404" data-original-width="640" height="202" src="https://3.bp.blogspot.com/-D5IFS1VUugE/XDxrHGdkltI/AAAAAAAAETY/GoKs6tM8W7gZpClo0bCiO6fdtxrngRVegCLcBGAs/s320/ahlat.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Geçenlerde arkadaşım, Doğu Demirkol'un Yetenek Sizsiniz isimli bir televizyon yarışma programındaki stand-up gösterisi esnasında protesto edilmesi buna rağmen gösterisine devam etmesi ile ilgili You Tube da dolaşan bir videoyu gönderdi.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Videoyu Nuri Bilge Ceylan'a izlemesi için bir sinema yazarının gönderdiği ve Ahlat Ağacı filmi için işte tam aradığım karakter diyerek Demirkol'u Nuri Bilge Ceylan'ın oyuncu seçmeleri için davet ettiğine dair bir yerlerde bir şeyler okumuştum.(tam bir tevatür cümlesi oldu bu)</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ahlat Ağacı'nın kahramanı Sinan Karasu'da da işte böyle bir özgüven söz konusu. Tek bir kitabı bile yayınlanmamış ama ünlü bir yazarla sohbet ettiğinde hiç geri vitese takmadan kendini ispata girişiyor. Böylelikle, hem karşısındakini kızdırıyor hem de bir zaman sonra kimsenin kendini tam olarak anlayamadığını zannediyor. bunun tek istisnası baba figürü karşısında tuzla buz olan Sinan Karasu figürü. Basılan kitabı da bir tek babası okumuş oluyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu konu üzerine aklıma geldikçe bir şeyler karalamaya devam edeceğim.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<br />moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-13303828.post-29433393388586242492018-12-20T13:27:00.000+03:002018-12-20T13:27:28.251+03:00Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yok (2017)<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-cLO_mvOmgbQ/XBtuUPy3CsI/AAAAAAAAESs/YlD-OylBdRIFGTGl40-ymcL0ubTVLKOLQCLcBGAs/s1600/36921793450_31f8dd44ab_h.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="671" data-original-width="1600" height="134" src="https://1.bp.blogspot.com/-cLO_mvOmgbQ/XBtuUPy3CsI/AAAAAAAAESs/YlD-OylBdRIFGTGl40-ymcL0ubTVLKOLQCLcBGAs/s320/36921793450_31f8dd44ab_h.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: justify;">
Kör olmak üzere olan bir polis tıpkı <a href="https://www.imdb.com/name/nm1729447/?ref_=tt_ov_dr" target="_blank">Onur Ünlü</a>’nün ilk
yönetmenlik yaptığı Polis filmindeki Musa Rami’nin beyin kanseri olduğunu
öğrendiği gibi. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: justify;">
<span style="mso-spacerun: yes;"><br /></span></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: justify;">
Hiç görmeyen biri rüya nedir bilmiyor ama yıllarca görüp te sonradan
kör olan bir kişinin yalnızca rüyalarda göreceğini düşünmesi insanı
çıldırtıyor.<o:p></o:p></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: justify;">
Salim’de kör olacağını bildiği günden beri düpedüz
çıldırıyor. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Takıntıları, sapkınlıkları,
boşvermişlikleri gözlerindeki ışık azaldıkça iyice ortaya dökülüyor.<o:p></o:p></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: justify;">
Ertesi gün öleceğini bilen adam gibi son kez dünya gözüyle etrafındaki
her kadınla yakınlaşmak istiyor.<o:p></o:p></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: justify;">
Eski karısının ona gösterdiği yakınlık bile onu etkilemiyor.
Merhameti devre dışı. Saldırıyor. Saldırdıkça daha çok agresifleşiyor. <o:p></o:p></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: justify;">
Cinayeti çözmek istiyor mu derseniz onu da istemiyor. <o:p></o:p></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: justify;">
Deliriyor ve sonunda izleyiciyi de delirtiyor.<o:p></o:p></div>
</div>
<br />moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-13303828.post-82388288415409860152018-12-19T11:38:00.002+03:002018-12-19T11:38:16.731+03:00Arama Moturu (2016)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://3.bp.blogspot.com/-kmrhQl0bOLU/XBoDXv9d37I/AAAAAAAAESg/QlC7s_nrj3Yfmvy8KDYHSjcctmcNw2IeACLcBGAs/s1600/26910187335_2ecb2ba996_z.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="271" data-original-width="640" height="135" src="https://3.bp.blogspot.com/-kmrhQl0bOLU/XBoDXv9d37I/AAAAAAAAESg/QlC7s_nrj3Yfmvy8KDYHSjcctmcNw2IeACLcBGAs/s320/26910187335_2ecb2ba996_z.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bozkırın ortasında su, kadın ve define arayanların hikayesi. Kimi evlenmek, kimi zengin olmak kimi de topluma yararlı olmak. Bu film birçok kişinin hoşuna gitmiştir benim de gitti. Vakit geçirmek ve keyiflenmek için birebir. o yöreden amatör oyuncular değme profesyonel oyuncular kadar iyi oynamışlar. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Lakin benim bu filmde en çok dikkatimi çeken karakter Sefil Hasan. Zamanında köyünde çok yoksulluk yaşamış ve çareyi Almanya'ya gitmekte bulmuş. Orada zengin olmuş ve her yaz soluğu memleketinde almış. Ancak memlekete girişinden itibaren herkesin sefil diye çağırması onu rahatsız ediyor. Takım elbise giyiyor ve Mercedese biniyor. Buna rağmen o sefillikten kurtulamaması garip davranışlara neden oluyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sefil Hasan bunaldıkça gıcır Mercedesi bir ıssıza çekip müziği de sona dayayıp başlıyor tek başına oyun havaları eşliğinde oynamaya. Stresini böyle atıyor. İçinden atamadığı bu aşağılık kompleksi ile köye kendini zengin Hasan olarak kabul ettirememe durumu müziğin sesi ve kıvrak hareketlerin içerisinde kaybolup gidiyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bunaldıkça Sefil Hasan gibi bir ıssıza arabayı çekip kendimi oyun havalarına mı vursam diye düşünmüyor değilim. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Nihayetinde ne kadar oynarsa oynasın Sefillik Hasan'ın boynunda hiç düşmüyor ki...</div>
moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-13303828.post-5877196885659245122018-11-21T10:12:00.003+03:002018-11-21T10:12:43.781+03:00Eighth Grade (2018) <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-ziW2RRHhNhA/W_UFRfz_qiI/AAAAAAAAER4/MnH3DSZF1NsjhMVRQTYzABjCC8oadO5gACLcBGAs/s1600/Eighth%2BGrade%2B2018.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="400" data-original-width="750" height="170" src="https://1.bp.blogspot.com/-ziW2RRHhNhA/W_UFRfz_qiI/AAAAAAAAER4/MnH3DSZF1NsjhMVRQTYzABjCC8oadO5gACLcBGAs/s320/Eighth%2BGrade%2B2018.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kayla gibi bir kutu hazırlamalı diyorum gelecek için. Gelecekteki bana gönderilecek mesajlar ve eşyalar olmalı. Belki birkaç küçükte not içinde. Sonra o kutuyu açınca bakıp düşünmeli "neler hedefledim?", "nereye varmak istiyordum?" sorularının yanıtlarını daha iyi bulabilirdim belki.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Film açıkçası çok durağan ilerliyor ve bu durağanlık açıkçası beni memnun etti. Ortaokuldan liseye geçmenin son aşamasında olan bir kızın kısa bir zaman dilimi içerisinde yaşadıkları gerçekçi şekilde yansıtılmış.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Akranlarından farklı olması hatta sınıfın en sessizi olarak seçilmesi ama bunun yanı sıra öz güveninin yüksek olması Kayla'yı diğerlerinden ayırıyor. Sosyal medya kullanımı bütün yaş gruplarında o kadar yüksek ki şaşırmamak mümkün değil. Yüzlerce genç aynı anda parlak bir ekrana bakıyorlar. Birbirleri ile diyalogları çok az. Göz teması bile kurmaktan çekinen bir jenerasyon gelmiş ve gidiyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yönetmen <a href="https://www.imdb.com/name/nm3102998/?ref_=tt_ov_dr" target="_blank">Bo Burnham</a> çok genç biri. 90 doğumlu daha. Ama anlattığı meseleler çok önemli. Sonuçta sekizinci sınıfta okuyan bir kızın yaşamı dediğiniz durum milyonlarca genç/çocuğun karşılaştıkları. Bakış açısı ve durumu tüm çıplaklığı ile ortaya koymasını beğendim.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Baba kızın filmin sonuna kadar devam eden gerilim ve çekişmeleri sonunda tatlıya bağlanıyor ve bu beni(ikiz kız babası olarak) rahatlattı diyebilirim.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu arada filmin yapımcısı yine <a href="https://www.imdb.com/search/title?companies=co0390816" target="_blank">A24 </a>Son dönemde o kadar çok sağlam film yaptılar ki şimdi A24 gördüğüm her filmi izliyorum.</div>
moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-13303828.post-46872138836304463312018-11-20T12:42:00.002+03:002018-11-20T12:48:01.240+03:00Terlik-Kısa Film <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://4.bp.blogspot.com/-Pw8kdEtfxlY/W_PXWYb2DbI/AAAAAAAAERo/MuJK1VDFTLUJGmzp9h2fFmvwqqZSXg3eACLcBGAs/s1600/terlik%2Bk%25C4%25B1sa%2Bfilm.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="496" data-original-width="1083" height="146" src="https://4.bp.blogspot.com/-Pw8kdEtfxlY/W_PXWYb2DbI/AAAAAAAAERo/MuJK1VDFTLUJGmzp9h2fFmvwqqZSXg3eACLcBGAs/s320/terlik%2Bk%25C4%25B1sa%2Bfilm.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="480" mozallowfullscreen="" src="https://player.vimeo.com/video/6571784" webkitallowfullscreen="" width="640"></iframe><br />
<a href="https://vimeo.com/6571784">Terlik Kısa film, Slippers Short Movie</a> from <a href="https://vimeo.com/barissarhan">Baris Sarhan</a> on <a href="https://vimeo.com/">Vimeo</a>.<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Eskitmeye kıyamadığımız günler hatırına izlenmeli. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir de çocuklar birbirlerine karşı ne kadar acımasız öyle değil mi? Akran zorbalığı okullarda o kadar yaygın ki. Fiziksel görünüme göre yargılamaya daha küçük yaşlarda başlıyoruz ve bütün yaşamımızda devam ediyoruz. Mobbing ile altımızda çalışanları esir alıyoruz. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bize dayatılan bir sürü kural var. Kurallar bizi yönlendiriyor ve bu sarmaldan kurtulmak ta mümkün olmuyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kurallara karşı koymak adına "diren terlik" demeli.</div>
moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-13303828.post-27735385771565085062018-11-20T10:14:00.001+03:002018-11-20T10:14:26.570+03:00Kor (2016)<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-s02vPgzK8vI/W_O0Mkl-ODI/AAAAAAAAERc/tTdIbM5S9z0SHasNAC3-91V59kGf5LBOwCLcBGAs/s1600/Kor%2B2018.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="549" data-original-width="960" height="183" src="https://1.bp.blogspot.com/-s02vPgzK8vI/W_O0Mkl-ODI/AAAAAAAAERc/tTdIbM5S9z0SHasNAC3-91V59kGf5LBOwCLcBGAs/s320/Kor%2B2018.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 200%; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 200%; text-align: justify;">
İki erkek
arasına sıkışıp kalmış yine bodrum katında yaşayan bir kadınının öyküsü. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 200%; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 200%; text-align: justify;">
Ufacık evlerinde
televizyona ve çocuklarına sarılarak ayakta kalan kadınların hikâyelerini iyi
anlatıyor Demirkubuz. Şehirde yaşayan kadınlar bunlar. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 200%; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 200%; text-align: justify;">
Her gün yanı
başımızdan yıkılacakmış gibi yürüyen umudunu yitirmiş kadınlar. Dışarıdan
bakınca albenileri, ışıltıları olmayan ama bir volkan gibi patlayan kadınlar. </div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 200%; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 200%; text-align: justify;">
Ne
yapacakları belli olmayan ama sonunda erkeklerin dünyasında ezilip yiten
kadınlar.<o:p></o:p></div>
<br />moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-13303828.post-21376738628669371852018-11-20T10:07:00.000+03:002018-11-20T10:07:15.618+03:00Sicario: Day of the Soldado (2018)<br />
<div class="MsoNormal">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://3.bp.blogspot.com/-we7D2lRoIQY/W_OyTuif3LI/AAAAAAAAERQ/NEkWovKA6aQ9cKfzti9nk5yck8foqvMpgCLcBGAs/s1600/Sicario%2BDay%2Bof%2Bthe%2BSoldado%2B2018.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="562" data-original-width="1000" height="179" src="https://3.bp.blogspot.com/-we7D2lRoIQY/W_OyTuif3LI/AAAAAAAAERQ/NEkWovKA6aQ9cKfzti9nk5yck8foqvMpgCLcBGAs/s320/Sicario%2BDay%2Bof%2Bthe%2BSoldado%2B2018.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Zaman nasılda hızlı geçiyor Alejandro. Yanağında kurşun
izleri şimdi. Neyin mücadelesini verdiğini bilmeden devam eden bir savaş. Belli
intikam için yaşıyorsun. Omuzlarında kurşundan külçeler. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Çocuklar var Alejandro çocuklar. Cepkeni paramparça
çocukların koşuşturduğu sokaklarda kol gezen ölümler var. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Tüneller var Alejandro. Nefesini kesen tüneller. Ufacık
bebeler annelerinin kollarında. Zifiri karanlık.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Çölde geceleri çok soğuk var Alejandro. Hayatında hiç
görmediğin yan koltuktakine sarılacak kadar üşüdüğün zemheri soğukları var. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bir de ne<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>var biliyor
musun Alejandro. Umut var. Koyu karanlıkta parlayan bir çakmağın alevleri var.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bu savaş bitmeyecek belki ama sen umudunu hep koruyacaksın Alejandro. <o:p></o:p></div>
<br /><br />
moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-13303828.post-67306051920539388432018-11-05T13:12:00.001+03:002018-11-05T13:13:23.113+03:00Kindergarten Teacher (2018)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://2.bp.blogspot.com/-LBuafoRgfRU/W-AXXUlMeGI/AAAAAAAAEQ0/SscjZEX_u5UkrwgiAaGSOSN46OY9V8LiQCLcBGAs/s1600/kindergarten-teacher.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="445" data-original-width="800" height="178" src="https://2.bp.blogspot.com/-LBuafoRgfRU/W-AXXUlMeGI/AAAAAAAAEQ0/SscjZEX_u5UkrwgiAaGSOSN46OY9V8LiQCLcBGAs/s320/kindergarten-teacher.jpeg" width="320" /></a></div>
<br />
Kaçımız artık iyi bir şiirin izini sürüyoruz ki. Dünyanın herhangi bir yerinde, yeryüzünün herhangi bir köşesinde iyi bir şiir okumak, dinlemek için çaba sarf edenler olması ne güzel.<br />
<br />
Filmin İsrail yapımı ilk versiyonu olmasına rağmen ben ABD yapımını daha çok beğendim. Bunun başrol oyuncusu ve yönetmenin tercihleri ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Belki de bu coğrafya ve toplum farkı ile de ilgili olabilir.moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-13303828.post-37761329781304015502018-11-05T13:06:00.000+03:002018-11-05T13:06:07.676+03:00First Reformed (2017)<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://4.bp.blogspot.com/-8BTKCYOhi3c/W-AVvillzvI/AAAAAAAAEQo/19MmgbNHiIUC6o-9GaZLxmJbB-QC9ODYgCLcBGAs/s1600/First%2Breformed__.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="450" data-original-width="800" height="180" src="https://4.bp.blogspot.com/-8BTKCYOhi3c/W-AVvillzvI/AAAAAAAAEQo/19MmgbNHiIUC6o-9GaZLxmJbB-QC9ODYgCLcBGAs/s320/First%2Breformed__.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Filmin konusu kısaca bir din adamının bir çevre eylemcisine dönüşmesinin hikayesi. Kolaylıkla olmuyor bu tabi. Kendi inancını ve inanç sistematiğini sorgularken kendi öz yaşamı ile de hesaplaşmak durumunda kalıyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir başına kaldığında kendine söyleyemediklerini kiliseye gelen bir avuç topluluğa söylemek zorunda kalması ve içselleştiremediği inancı trajik olaylarla gözünü açıyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Oğlunu ülkesi için savaşmaya uğurlarken ki ruh hali karşısına çıkan bir çevre eylemcisi sayesinde büsbütün karmaşıklaşıyor. İçindeki dini motivasyon bir çevre duyarlılığına bürünüyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İnsanoğlunun bu dünyaya ettiklerini bir dine yamamaya çalışanlarla çatışırken aşkı da buluyor belkide.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ölenlerin ardından yas tutmak yerine doğanlar için bir şeyler yapmak onun tek gayesi oluyor artık...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<br />moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-13303828.post-33506424911628253122018-11-05T12:56:00.003+03:002018-11-05T12:57:12.458+03:00Lazzaro Felice (2018)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://2.bp.blogspot.com/-rjXSgYzJ1As/W-ATq_Eqj2I/AAAAAAAAEQc/RhlewNjNqe4Y4uHNhszxPHnLGkxijeJUACLcBGAs/s1600/LAZZARO-FELICE.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="520" data-original-width="1200" height="138" src="https://2.bp.blogspot.com/-rjXSgYzJ1As/W-ATq_Eqj2I/AAAAAAAAEQc/RhlewNjNqe4Y4uHNhszxPHnLGkxijeJUACLcBGAs/s320/LAZZARO-FELICE.jpg" width="320" /></a></div>
<i><span style="color: #cc3300; font-family: "arial" , sans-serif;"><span style="background-color: white;"><b><br /></b></span></span></i>
<i><span style="font-family: "arial" , sans-serif;"><span style="background-color: white;"><b>İnsanoğlu hayvan gibidir. </b></span></span><b style="font-family: arial, sans-serif;">Onları serbest bırak, </b><span style="font-family: "arial" , sans-serif;"><span style="background-color: white;"><b>kendi sefaletlerine hapsedilmiş </b></span></span><b style="font-family: arial, sans-serif;">köleler olduklarını farkederler. </b><b style="font-family: arial, sans-serif;">Şu anda, acı çekiyorlar </b><b style="font-family: arial, sans-serif;">ama bilmiyorlar.</b></i><br />
<span style="font-family: "arial" , sans-serif;"><span style="background-color: white;"><b><br /></b></span></span>
<b style="font-family: arial, sans-serif;">Güzel sözler...</b><br />
<span style="font-family: "arial" , sans-serif;"><span style="background-color: white;"><b><br /></b></span></span>
<i><b style="font-family: arial, sans-serif;">Bak. Onu görüyor musun? </b><b style="font-family: arial, sans-serif;">Ben onları sömürüyorum, </b><b style="font-family: arial, sans-serif;">onlar da şu zavallı adamı sömürüyor. </b><b style="font-family: arial, sans-serif;">Bu durdurulamaz bir zincirleme reaksiyon.</b></i><br />
<span style="font-family: "arial" , sans-serif;"><span style="background-color: white;"><b><br /></b></span></span>
<b style="font-family: arial, sans-serif;">Belki o hiç kimseden faydalanmıyor.</b><br />
<span style="font-family: "arial" , sans-serif;"><span style="background-color: white;"><b><br /></b></span></span>
<b style="font-family: arial, sans-serif;"><i>Bu imkansız.</i></b><br />
<br />moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-13303828.post-41218804598193581362018-11-01T10:50:00.002+03:002018-11-01T10:50:52.803+03:00First Reformed (2017)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://3.bp.blogspot.com/-XXAnCSSFU3g/W9qwQXEix9I/AAAAAAAAEQM/goi5LWvQ1U0zpjYY6inntC92mXXWMmt2QCLcBGAs/s1600/firstreformed.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="920" data-original-width="1364" height="215" src="https://3.bp.blogspot.com/-XXAnCSSFU3g/W9qwQXEix9I/AAAAAAAAEQM/goi5LWvQ1U0zpjYY6inntC92mXXWMmt2QCLcBGAs/s320/firstreformed.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<i>Her koruma eylemi bir yaratma eylemi</i><br />
<i><br /></i>
<i>Korunan her şey yaratmayı yeniliyor</i><br />
<i><br /></i>
<i>Yaratmaya böyle katkıda bulunuyoruz</i>moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-13303828.post-51624699230441727552018-10-26T15:33:00.004+03:002018-10-26T15:33:55.922+03:00Kindergarten Teacher (2018)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-Qqed3dMNQQw/W9F5rPzsv7I/AAAAAAAAEP4/odBsnNiZTD8e07iw_-m1fP9ZoeGfUH9CwCLcBGAs/s1600/kindergarten%2Bteacher%2B2018.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="512" data-original-width="768" height="213" src="https://1.bp.blogspot.com/-Qqed3dMNQQw/W9F5rPzsv7I/AAAAAAAAEP4/odBsnNiZTD8e07iw_-m1fP9ZoeGfUH9CwCLcBGAs/s320/kindergarten%2Bteacher%2B2018.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<i>"Anna is beautiful.</i><br />
<i>Beautiful enough for me.</i><br />
<i>The sun hits her yellow house.</i><br />
<i>It is almost like a sign from God."</i><br />
<i><br /></i>
<i>"Biliyorsun Jimmy, bu dünya seni silecek.</i><br />
<i>Bu dünyada senin için bir yer yok.</i><br />
<i></i><br />
<i>Senin gibi insanlar için, </i><br />
<i>birkaç yıl sonra, sen de benim gibi bir gölge olacaksın."</i>moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-13303828.post-12399963556571288382018-10-25T09:58:00.000+03:002018-10-25T09:58:21.748+03:00Searching (2018)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://2.bp.blogspot.com/-DbJ2A47Ba88/W9Fpg9LZW0I/AAAAAAAAEPs/z6fZMkavIUAFbA8GgB11YC_DtY2whQV4ACLcBGAs/s1600/Searching_Film_2018.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="800" data-original-width="1200" height="213" src="https://2.bp.blogspot.com/-DbJ2A47Ba88/W9Fpg9LZW0I/AAAAAAAAEPs/z6fZMkavIUAFbA8GgB11YC_DtY2whQV4ACLcBGAs/s320/Searching_Film_2018.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sinema endüstrisi günden güne farklı kamera teknikleri ve görüntü biçimlerini deniyor. Teknolojinin bu kadar ilerlediği günümüzde her yeni film izleyici için farklı bakış açılarının da yolunu açıyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Son izlediğim <i><a href="https://www.imdb.com/title/tt7668870/" target="_blank">Searching</a></i> te bu açıdan çok önemli. Televizyon ve radyonun önemini yitirdiği günümüzde internet veya daha da özel olarak sosyal medya en önemli iletişim aracı. Bütün farklı platformları buluşturan aynı zamanda başka kişilerle de etkileşime yol açan sosyal medya uygulamaları film üretenler için de önemli bir mecra olma özelliğini muhafaza ediyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu açıdan Searching özel bir film. Filmi izlerken bir baba ile beraber kızını bulmaya yardımcı oluyorsunuz ve bu esnada "hiçbir bilgi kaybolmaz" anlayışıyla sosyal medya aracılığı ile iz sürüyorsunuz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Tüm bu sürükleyici konunun yanında sinema perdesi ya da televizyon camının yerine bir bilgisayar karşısındasınız. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Açıkçası Searching in önemli bir devrim yapacağı kanısındayım. İlerleyen yıllarda bu tarz filmlerin sayısı artacak ve aynı anda bir çok farklı uygulamanın açık olduğu bir bilgisayar ekranının içinden senaryoya dahil olacağız.</div>
moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-13303828.post-72887192843774600552018-10-16T19:15:00.001+03:002018-10-16T19:15:43.782+03:00The Land of Steady Habits (2018)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-zc6NDmOfQcI/W8YOfENZheI/AAAAAAAAEPM/SFQOwecVG0ETSNwcP2hFtEcR13DlJVumgCLcBGAs/s1600/the-land-of-steady-habits-mendllsohn.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="800" data-original-width="1600" height="160" src="https://1.bp.blogspot.com/-zc6NDmOfQcI/W8YOfENZheI/AAAAAAAAEPM/SFQOwecVG0ETSNwcP2hFtEcR13DlJVumgCLcBGAs/s320/the-land-of-steady-habits-mendllsohn.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
Su kaplumbağalarına bakıyorum bazen. Petshoplara götürüyorum kızları. Hüzünlü bir durum. Sonra çıkıyoruz. Hiçbirşey konuşmadan çıkıp gidiyoruz.<br />
<br />
Su kaplumbağaları var ve yapayalnızlar.<br />
<br />
İnsanlar da yalnız. İnsanlar da bir başına. Dönüm noktaları var hayatın içerisinde. Kırklar, elliler vs. vs. Geri dönülemez işler yapıyorsun ve istesen de dönemiyorsun.<br />
<br />
Petshopta ki su kaplumbağaları gibisin işte. istemediğin bir habitatta yapayalnız.<br />
<br />
İstemez miydin şimdi kumsalda en sevdiğin arkadaşlarınla olmayı. Ama burdasın ve kapana kısılmış gibisin.<br />
<br />
Ailen var. İnsanlar var etrafında ama aslında yoklar.<br />
<br />
Kırıcısın bazen. Kendine göre değilsin ama insanlarda oluşturduğun imge bu.<br />
<br />
Yıllar geçiyor bitiyor ama sen bu stabil yaşam içerisinde kaybolmaya razısın.<br />
<br />
Bir gün bir dost su kaplumbağasını sana emanet edince durup düşünüyorsun. Eski VHS kasetlerde derman arıyorsun.<br />
<br />
"Geçmişe dönsem. Oğlumla geçirdiğim güzel günlere, neşeli yıldönümlerine"<br />
<br />
En yalın gerçek senin için olmasa da dostun için kapıyı çaldığında hem bir sırdaş hem de gözün gibi bakabileceğin bir emanet var orada.<br />
<br />
<br />
<br />
<br />moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-13303828.post-72145263576804586462018-10-04T12:16:00.000+03:002018-10-04T12:16:08.823+03:00Gutland (2017)<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://3.bp.blogspot.com/-xh8ipQpbej8/W7XaNlEotNI/AAAAAAAAEOQ/gLYo2TM4mRgtR4rwTN5iUFk3pH6WmoGgQCLcBGAs/s1600/Gutland.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="800" data-original-width="1200" height="213" src="https://3.bp.blogspot.com/-xh8ipQpbej8/W7XaNlEotNI/AAAAAAAAEOQ/gLYo2TM4mRgtR4rwTN5iUFk3pH6WmoGgQCLcBGAs/s320/Gutland.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ne yana baksam bomboş hayatlar. Benimki de bomboş. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Mısır tarlaları
uçsuz bucaksız. Ne yaptıklarını bilmediğim bir sürü garip insan. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Küçük bir
odaya ihtiyacım var sığınacak. Kimselerin olmadığı sessiz bir oda. Herşeyi unutacağım.
Karnımı doyurup uyuyacağım ve hiç kimse tarafından uyandırılmayacağım. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Elimde kirli izler var ama. Her lavaboya gittiğimde ne kadar
yıkasam da geçmeyen kirler. Geçmişimle yüzleşmek istemiyorum ne de kimseyi
görmek. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Dönüşmek ve değişmek istemesem de yine birileri var ve beni
istedikleri gibi yoğurup şekil verecekler. Bir oyun hamuruna dönüşüyorum
rüyalarımda. Elden ele gezen bir oyun hamuru. Sonra kupkuru kalıp bir köşeye
atılan.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bu mücadelem devam edecek bir pasifik adasında derken. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Taşra kapanı sarıp sarmalayacak beni. Ölmekten
beter bu işte. Trompetler çalacak cenazemde.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Şimdi buradayım işte.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Kalabalıklar içinde kendi ıssızlığımın ise tam ortasında.<o:p></o:p></div>
<br />moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-13303828.post-39605388736882035332018-10-02T15:39:00.000+03:002019-02-22T11:04:53.373+03:00Burning (2018)<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://2.bp.blogspot.com/-LrCVe2WytKQ/W7Nm1cHP1bI/AAAAAAAAEOA/9Ibki79r4Ncqg8fael7Qokn7yKBO_ZBegCLcBGAs/s1600/Burning%2BFilm.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="405" data-original-width="727" height="178" src="https://2.bp.blogspot.com/-LrCVe2WytKQ/W7Nm1cHP1bI/AAAAAAAAEOA/9Ibki79r4Ncqg8fael7Qokn7yKBO_ZBegCLcBGAs/s320/Burning%2BFilm.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 24.75pt; margin-bottom: 15.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 15.0pt; mso-outline-level: 1; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
<span style="color: #555555; font-family: "arial" , sans-serif; font-size: 12pt;">Durup düşünüyorum
bazen. Odamın ortasında bir koltuk var. Oturuyorum koltuğa ve koridordan sızan
loş ışıkla beraber gözlerimi kapatıp hayallere dalıyorum. Gözümü açtığımda küçük
tepelerin ardından boynunu uzatan çam ağaçları görünüyor pencereden. Bulutlar selamlayıp
geçiyor boz tepeyi.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 24.75pt; margin-bottom: 15.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 15.0pt; mso-outline-level: 1; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
<span style="color: #555555; font-family: "arial" , sans-serif; font-size: 12.0pt;">Aklımdan neler
geçiyor hızına kendim bile yetişemiyorum. İzlediğim filmin etkisindeyim hala.
Etkisinden çıkamadığım filmin ismi Burning. İşinde gücünde hayatına devam eden
birinin yaşamına eskiden tanıdığı biri tekrar girerse ve sonra hayatından
aniden çıkarsa neler hissedersin. Konuyu böyle özetlemek mümkün. O yıllar sonra
hayatına giren kişi ya başka birini bırakıp giderse. O bırakılan veya yaşamının
içerisinde bir şekilde var olan kişi senin için çok ta makbul değilse ne
yaparsın? <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 24.75pt; margin-bottom: 15.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 15.0pt; mso-outline-level: 1; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
<span style="color: #555555; font-family: "arial" , sans-serif; font-size: 12.0pt;">Dümdüz bir
hayatın var yazar olmak istiyorsun bir şeyler karalamak. Belki de hiçbir zaman
gerçekleşmeyecek bir durum bu. Olsun yazar olacağını bilmek bile güzel. Sonra ailevi
sıkıntılar. Çocukluğunda bildiğin bir insanla tekrar karşılaşmalar. Hayatına bırakılan
ve seni derinden etkileyecek birçok şey.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 24.75pt; margin-bottom: 15.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 15.0pt; mso-outline-level: 1; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
<span style="color: #555555; font-family: "arial" , sans-serif; font-size: 12.0pt;">Oturduğum koltuk
sallandıkça gıcırtılar çıkarmaya başlıyor. Hava soğudu mu ne. Güz olanca
çıplaklığıyla pencerenin kenarında süzülmek için fırsat kolluyor. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 24.75pt; margin-bottom: 15.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 15.0pt; mso-outline-level: 1; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
<span style="color: #555555; font-family: "arial" , sans-serif; font-size: 12.0pt;">Kore’de ya da
dünyanın herhangi bir yerinde yazmak isteyenler var. İçini döküp rahatlamak isteyenler.
Garip zamanlardan geçerken kaybolmasını istemediğimiz hatıralarımız var. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 24.75pt; margin-bottom: 15.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 15.0pt; mso-outline-level: 1; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
<span style="color: #555555; font-family: "arial" , sans-serif; font-size: 12.0pt;">Çocukluğundan beri
tanıdığı kız yazar adayımıza bir gün kısa bir pantomim gösterisi sunar ve der
ki “pantomim olduğuna inandırmak değil olmadığını unutmak” sonra ortadan
kaybolur çeker gider. Akılda kalan o gülümsemesi ve yaptığı dudak kenarından gülümseten
Afrika dansları. Küçük açlıktan büyük açlığa giden insanın nefsiyle
mücadelesini sunar. Anlayan var mıdır bilinmez.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 24.75pt; margin-bottom: 15.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 15.0pt; mso-outline-level: 1; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
<span style="color: #555555; font-family: "arial" , sans-serif; font-size: 12.0pt;">Hayattan çekilip
de nereye gittiği hakkında bir fikir sahibi olmadığımızda bile onun bize
öğrettikleri yaşamımızı etkiler durur. Olmadığını unuttuğumuzda daha kolaylaşır
mı meşgalelerimiz. Daha berrak bir zihne sahip olur muyuz tam emin değilim. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 24.75pt; margin-bottom: 15.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 15.0pt; mso-outline-level: 1; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
<span style="color: #555555; font-family: "arial" , sans-serif; font-size: 12.0pt;">Bu belki de bir
içi yolculuğun başlangıç noktasıdır. Kurduğumuz o hayal kulübesinin içine neler
sığar neler. Bir kedi, bir kadın yahut yazacağımız milyonlarca kelime.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 24.75pt; margin-bottom: 15.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 15.0pt; mso-outline-level: 1; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
<span style="color: #555555; font-family: "arial" , sans-serif; font-size: 12pt;">O gitti şimdi. Bizse
yandığımızla kaldık ortalıkta.</span></div>
moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-13303828.post-69309752964268793552018-06-22T10:13:00.000+03:002018-06-22T10:13:04.174+03:00Ahlat Ağacı (2018) - Taşrayı Taşrada Kaybetmek<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://3.bp.blogspot.com/-l7uZhylJ_Dg/WyygtFwkbAI/AAAAAAAAEKg/OZ_V53tYs1YvV9xr-bSK9_X6Z8Ar1v7uwCLcBGAs/s1600/ahlat%2Ba%25C4%259Fac%25C4%25B1%2B3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="800" data-original-width="1200" height="213" src="https://3.bp.blogspot.com/-l7uZhylJ_Dg/WyygtFwkbAI/AAAAAAAAEKg/OZ_V53tYs1YvV9xr-bSK9_X6Z8Ar1v7uwCLcBGAs/s320/ahlat%2Ba%25C4%259Fac%25C4%25B1%2B3.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Öğlene yakın bir vakitte
ücra bir sinemada birkaç kişiyle birlikte izledim Nuri Bilge Ceylan sinemasının
son örneği olan filmi Ahlat Ağacı’nı. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Babasının borçları ile
yüzleşmek zorunda kalan ve döndüğü taşrada bir kitap bastırma hayali peşinde
olan yeni üniversiteden mezun olmuş bir gencin(Sinan) yaşadıkları.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>bir çok yayın organında ve filmin resmi
sitesindeki öyküsünde konusundan genel olarak bu şekilde bahsediliyordu. (tam
olarak benim cümlelerim gibi olmasa da)</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Film, bir camın ardında
çayını hızlı bir şekilde içip bitirmeye çalışan bir genç sahnesiyle açılmakta.
Çayını içer, çayın parasını masanın üzerine bırakır ve kadrajdan çıkar.</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Sonra Çanakkale’nin bir
kaç temel değerinden biri olan Truva atının önünden geçerek ilçe minibüslerinin
bulunduğu garaja gider. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Film başlamıştır.
Çanakkale’den çıkan otobüs bir ilçe merkezine doğru ilerlemektedir ve biz bunu
yukarıdan açık ve seçik bir şekilde görürüz. O andan itibaren Nuri Bilge Ceylan
Sineması’nda hep bir yere oturtulan kentlerden kaçış noktası olarak yüceltilen
taşraya ait ilçe merkezine odaklanırız. Genç, otobüsten inecek ve evine doğru
ilerleyecektir. Otobüsün ilçeye yaklaşırken görüntülerle evinin bulunduğu sokak
arasında estetik açısından hiçbir fark yoktur. Gencin filmin ilerleyen
sahnelerinde “kanka” olarak adlandırdığı arkadaşıyla yaptığı telefon
görüşmesinde de bahsettiği üzere bu “a.. k.. Çan’ı” “diktatör olsam
bombalatırım” sözleri izleyici açısından da hiç acımasızca bulunmayacaktır. Çünkü
bizim eskiden yaz tatillerinde bir kaçış alanımız bir macera manevrası
mekanlarımız olan taşra gitmiş onun yerine mikro varoşlar haline evrilmiştir.
Bu yüzden sonraki sahnelerde belediye başkanının, "Kitabına sponsor olur
iyi bir adamdır sanattan kültürden anlar" diyerek Sinan’ı
yönlendirdiği<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>iş adamının kum tüccarı
olması da boşuna değildir. Şimdilerde baktığımızda yerel idarecilerin etrafına
kümelenen insanlar ve ortaya çıkan bölgesel rantın birlikte paylaşıldığı meslek
grubu da, imar ve inşa faaliyetleri ile ilgilenenlerdir. Bu açıdan kente ve estetiğe
herhangi bir ilgisi olmayan bu grubun o yöre veya kasaba ile ilgili de güzel
hayallerinin olması düşünülemez. Ucube kentler ve bu ucube kentlerde kültür ve
kendini geliştirme gibi konulara odaklanmadan yalnızca popüler ikonlar
çevresinde dönen bir insan yaşamından bahsediyoruz aslında. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Filmin hiçbir yerinde de, insanlar
bunu dert etmiyorlar zaten. Sinan’ın babası İdris Hoca dışında insanların
çevreyi daha çok nasıl yeşertiriz, nasıl güzelleştiririz gibi dertleri yok.
Böyle bir durumun varlığı siyasetçi ve bürokratların da farklı düşünmemesine
yol açıyor. Bir aralar çokça sohbete konu olan “Anadolu’nun bitki örtüsü TOKİ” deyişi
de buraya cuk diye oturuyor. Taşra da toprakla, çiçekle böcekle hemhal olup
daha mutlu yaşamak gibi bir hayat orada dururken insanların daha küçük, daha
izole ve daha az konforlu yerleri tercih etmeleri de buna dayanıyor. Belki bir öngörüsüzlük
belki bir kolaycılık ama tüm bunlar kötü kentler, kasabalar ve her geçen gün
kaybolan bir doğal yaşamı ortaya çıkarıyor. Genç yazar adayı memleketine
geliyor ama bu memleket artık, hiç de öyle mutlu olunacak bir yer değil.</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
İdris Hoca, kuzulardan,
çiçeklerden bahsediyor, ayağın toprağa değmesinin mucizelerine dokunuyor ama en
başta eşi ve çocukları için bu bir ütopyadan öteye geçemiyor. İleride
değineceğim gibi İdris Hoca’nın meselesi, taşranın içinde taşradan uzaklaşmaya
işaret ediyor Aslında ama biz bunu çok ta idrak edemiyoruz. Çünkü bu film İdris
Hoca’nın filmi değil daha çok Sinan’ın filmi. Gerçi İdris Hoca, filmde yer alan
çoğu karakterin diyaloglarında açık bir şekilde yer almaktadır ama bu pastoral
adamın ne ara ailesini üzecek farklı yollara saptığı konusunda net fikirler
edinemeyiz. Annenin bir ara Sinan’a bahsettiği gibi en güzel giysileri alıp en
güzel yaşamı çocuklara sunan baba daha sonra bir aile için en önemli korugan
olan evin kaybedilmesine neden olmuştur. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Anne
hep o günleri anımsayarak babası konusunda Sinan’a haksızlık yapmamasını
tembihler. Ama Sinan, hayata karşı hep bodoslamadır. Acımasızdır. Onun yaşama
bakışı daha pragmatisttir. Kitap basılsın da nasıl basılırsa basılsın
düşüncesi<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>onu hiç istemediği mekanlara sürüklüyor.
Ummadığı kişilerin eline düşürüyor. KPSS sınavını kazanıp buradan uzaklaşma
düşüncesi bile onun için tali bir hedef haline geliyor. Çünkü o kendi kurduğu
evreninde oluşturduğu büyük yazar egosu ile çıkacak kitabı sonrasında çok kazanan
bir yazar olarak yırtacağını hayal etmektedir. Yırtmak tabirini özellikle
kullandım çünkü gördüğüm kadarıyla herkesin bu memlekette en büyük hayali
yırtmak. Kendini mutlu edecek, tatmin olacağı işler yerine yırtabileceği işlere
yönelerek bütün bir hayatını mahvetmek. Sinan belki daha kısa bir zaman
içerisinde bu yanlıştan dönecek ama son nefesini verene kadar bu fasit dairenin
içinden çıkamayanlar var ki, işte onlar dışarıdan kendine dönüp baksa koca bir
hayatı yazık ettiklerini fark edip kendilerine acıyacaklar.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Sinan’ın ilçeye geldiğinde
ilk yüzleşeceği mesele yine babasıyla ilgili olacaktır. İzleyici açısında
estetik görüntülü bir kentin içerisinde bir kuyumcu dükkanının önünde babanın
alıp da ödemediği iki küçük altın büyük bir mesele olarak filmin sonuna kadar sürdürülecektir.
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Yönetmen, filmin birçok
yerinde bu altın meselesine değinir aslında. Bu memleketin insanı için altın
neden bu kadar değerlidir. Neden hiç tanımadığımız insanları düğünümüze
çağırarak onlardan altın isteme yüzsüzlüğünü gösteririz ki! <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Belki de, bu topraklarda
kadim medeniyetlerin kurduğu kentler, işleyiş ve düzen için de altın çok
önemliydi. Genetik olarak altın düşkünlüğümüz buna mı dayanıyor açıkçası çok
emin değilim. Borç verirken altın, borç alırken altın, eğlenirken altın... <o:p></o:p></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://2.bp.blogspot.com/-iK8i1LpQmnM/Wyyg2ebHc6I/AAAAAAAAEKk/vMBXAyaQcfkqbAJ9gYitcf8yByrsBaXSwCLcBGAs/s1600/ahlat%2Ba%25C4%259Fac%25C4%25B1%2B2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="360" data-original-width="650" height="177" src="https://2.bp.blogspot.com/-iK8i1LpQmnM/Wyyg2ebHc6I/AAAAAAAAEKk/vMBXAyaQcfkqbAJ9gYitcf8yByrsBaXSwCLcBGAs/s320/ahlat%2Ba%25C4%259Fac%25C4%25B1%2B2.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Filmde, imamlardan birisi
Arabi’ye atfederek "sizin taptıklarınız ayağımın altında" derken de,
günümüze dair de bir gönderme var aslında. Arabi, bunu dediği için yaşadığı
dönemin otoritesi tarafından öldürülmüş. Altının başka bir hususiyeti de altın
ile ilgili tüccarların o belde de veya yöre de halen en önemli iş insanları
olmaları. Sinan’ın ansızın karşısına çıkan lise arkadaşı Hatice’nin evlilik
fikrine olumlu yaklaştığı zaman ilk aklına gelen de ne Sinan gibi okumuş,
üniversite bitirmiş biri, ne de bir zamanlar aşk yaşadığı ilçenin bıçkın
delikanlısı Rıza. Onlar, onun için bir gönül eğlencesi olabilir ama gerçekten
evlenilip bütün bir yaşam boyu maddi sıkıntı çekmemenin tek yolu bir kuyumcu
ile evlenmek. Her ne kadar o adam, genç, yakışıklı, romantik veya onu mutlu
edebilecek biri olmasa da.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Sinan memleketine geldiğinde
babasının çevredeki olumsuz itibarı ile yüzleşiyor. Her yerde karşısına çıkan
bu negatif durum onun kentte okurken kurduğu yazar egosuna da zarar veriyor.
Çünkü bir şeyler anlatmak istediği zaman veya kendisi ile ilgili bir durumu
izah etmek istediğinde babasının gölgesi altında kalıp eziliyor. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Baba ki, aslında taşrada her daim itibar
görebilecek bir mesleğe sahip olmasına rağmen kendini sıfırlayarak(belki de
bunu bilinçli olarak yapıyor) toplumdan kaçmaya çalışıyor. Bu kaçışı
kolaylaştırmak için de bir bahane olarak hiç su çıkmayacak bir yerde kuyu kazıyor,
kendine münzevi bir son hazırlıyor. Evde kimsenin iki çift laf etmek istemediği
bir figür baba. Daha ilk baştan filmin sonuna kadar hiç bir çocuğu onu baba
diyerek çağırmıyor. Baba kelimesinin altına dolduramayacak derecede
çocuklarının gözünden düşmüş.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Görüyoruz
ki, bu onu dert etmemeyi de öğrenmiş. Evde büyük meseleler olduğunda gülerek veya
mevzuyu hafifleterek işin içinden çıkmaya çalışıyor. Tek derdi emekli olup
kendi kozasına dönmek olan bir insan için çocukları tarafından sevilip
sevilmemek çok da dert edilmiyor. Ancak anlıyoruz ki, o kozasında yaşadığı
zamanlarda aslında çocukları ile ilgili şeyleri takip etmiş ve onlarla ilgili
küçük işaretleri hep saklamış. Oğlu kitabını hediye etme niyetiyle çalıştığı
okula gittiğinde sonradan kitabını hediye etmekten vazgeçmiş olsa da, baba o
kitabı bir şekilde temin edip okuyan tek kişi oluyor. Bu yaklaşım Sinan
açısından bir kırılmaya tekabül ediyor diyebiliriz aslında. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Sinan’ın babası ile ilgili
problemi, benim gördüğüm kadarıyla önyargı. İlk gençlik yıllarından
üniversiteyi bitirdiği zamana kadar etrafındaki insanlar, özellikle annesi ve
dedesi hep onun olumsuz davranışlarından bahsetmişler. Bu yüzden babası
hakkında zihnine kazınan önyargıyı atması uzun sürüyor. Anne sonradan Sinan’la
olan diyaloglarında, Sinan'ın babasına saygı göstermediğini görüp, olumsuz baba
imajını azaltmak için geçmişle ilgili güzel hatıralardan bahsediyor ancak Sinan,
beygir peşinde koşan ve tüm parasını onlara harcayan baba imgesini beyninden
silip atamıyor. O önyargılar babasına bir kere olsun sarılmasını engelliyor.
Hem üniversiteyi bitirip döndüğünde, hem de askerlik sonrasında duygusal bir
baba-oğul ilişkisine rastlayamıyoruz. Gerçi bu anne-oğul ilişkisi için de
geçerli. Taşranın en büyük acımasızlıklarından biri de bu. Sevgisiz büyüyen
çocuklar ve istedikleri gibi evlatlarına sarılamayan anne ve babalar. Daha
otoriter olan büyükbaba ve büyükannelerin oluşturduğu genetik bir yansıma (aktarım
da olabilir karar veremedim.) belki de bu. Evlatlarımıza gösteremediğimiz bir
sevgi üzerine inşa ettiğimiz bir aile, ilerleyen zamanlarda ufak bir sarsıntı
da bile yıkılacak duruma geliyor.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Sinan bir kitap çıkarmak
istiyor ve bu kitabın basımı için bir sponsora/desteğe ihtiyacı var. İlk aklına
gelen ise ilçenin belediye başkanı oluyor. Hep böyle değil midir zaten. Taşralı
olmanın karakterinde bu vardır. Başka yol veya yöntemler araştırmak yerine her
sorunu belediye başkanına götürmek. Bunu ülke bazında da ele alabilirsiniz. Bir
hasta var. Milyonda bir görülen bir hastalığa düçar. Medyanın gündemine
geliyor. Halk resmi/gayr-ı resmi yollardan para topluyor ancak yine de tedavi
için yurtdışına gidemiyor. En son çare bakıyorsunuz başbakan talimat veriyor,
bürokrasi ancak o zaman devreye girip sorunu çözüyor. Bir talimatla
çözülebilecek bir şeyse bununla ilgili bir bürokrat da bu işi çözebilir/çözmelidir.
Doğu ile batı arasında ortaya çıkan en büyük ayrım da bu kanımca. Yetkili olan
kişi o unvanı liyakatle almadığını bildiği için tek başına karar vermek yerine
üstlerinden talimat almadan en basit bir evrakı imzalamadan imtina ediyor.
Sinan’ın kapısını çaldığı(çalamadığı) belediye başkanı kitapla ilgili dileğini
dinledikten sonra kapının olmadığından bahsederek nasıl bir yönetim anlayışına
sahip olduğundan büyük bir keyifle bahsediyor.<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Bu ortaya konulan yönetişim diye bahsedilen halkla iç içe olma hali
dışarıdan gelen biri için çok da bir anlam ifade etmiyor. Bunu nereden
anlıyoruz çünkü Sinan kapının olup olmadığını fark etmediğini belirtiyor. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Burada yönetmen bir başka noktaya daha dikkat
çekiyor. İnsancıl bir yönetim anlayışını kurduğundan bahseden belediye başkanı,
imza atmak için evrak getiren memuru uzun bir süre ayakta bekletiyor. Yani en
başta bu insancıl yönetim anlayışı çalışanlara hiç dokunmuyor. Ve sonrasında
memur ile belediye başkanı arasındaki diyalogda personelin memnuniyetsizliği
açık ediliyor. Aynı zamanda siyasetçi de olan belediye başkanı<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Sinan’ı usta bir hamleyle başından
savuşturuyor. Bütçede böyle bir kalemlerinin olmadığını vurguluyor. Sonra da
çok kitap okuyan kültürlü bir kum ocağı işletmecisine Sinan’ı göndererek hem
ağzına bir parmak bal çalıyor hem de bir daha onun kapısına gelmesine ket
vuruyor.<o:p></o:p></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://4.bp.blogspot.com/-z3129Gp5ACw/Wyyg7n0m9YI/AAAAAAAAEKo/A5b495MbHl4pX-NJ9_6jxSoejQBvVrgpACLcBGAs/s1600/ahlat%2Ba%25C4%259Fac%25C4%25B1%2B1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="353" data-original-width="670" height="168" src="https://4.bp.blogspot.com/-z3129Gp5ACw/Wyyg7n0m9YI/AAAAAAAAEKo/A5b495MbHl4pX-NJ9_6jxSoejQBvVrgpACLcBGAs/s320/ahlat%2Ba%25C4%259Fac%25C4%25B1%2B1.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Sinan, başkanın yanından
ayrılır ayrılmaz kum ocağına yol alacak bu arada da yönetmen çirkin kentlerimizi
yüzümüze vurmaya devam edecektir. Plansız sanayileşme, plansız kentleşme ve
çözülmeyen problemler üst üste...<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Sinan için kitap için
sponsor arayışları bir arzu ile de karşılaşmasına neden olacaktır. Hatice, eski
sevgilisi Rıza’nın da belirttiği üzere herkesin sevgili olmak istediği bir
kızdır. Pınar başında su doldururken Sinan’ı yanına çağırır. Sinan’ın tarafı
daha bir bulutlu iken kızın bulunduğu suyun başı daha bir aydınlıktır. Sinan
gölgelerden aydınlığa doğru yürür. Hatice’nin de belirttiği üzere hiç
değişmemiştir. Kafası önde yürüyen bir adam Sinan. Hatice açık açık bir şeylerden
bahsetmez Sinan’a. Hep üstü kapalı anlatır. Belki de onun anlayabileceğini
düşünür. Sinan anlamaz mı anlamak istemez mi bilemiyorum. Evleneceğini ama eski
sevgilisi Rıza ile değil daha zengin iş güç sahibi biri olduğunu anlatır. Sitem
doludur yahut kırgındır. Aslında yırtmak istemektedir. Bu yırtma eylemini
gerçekleştirmesinde yardımcı olabilecek yegane kişi zengin bir kocadır.
Mutsuzdur ve ömür boyu mutsuz olacaktır ama büyükşehirde caddelerde yürüyüp
alışveriş yapabilmesinin de tek çaresi budur. Aşkmış, tutkuymuş bunları bir
kenara itiverir. Sonrasında Sinan ile de yaramazlık yapmaktan çekinmez ve
mutsuzluğunun sinirini Sinan üzerinde bir iz bırakarak çıkartır. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Sinan sonrasında Hatice’nin
düğününü eski sevgili Rıza ile uzaktan izler. Bir su kenarına giderler ve
sarhoş olana kadar içerler. Rıza feleğe çok kızgındır. Sinan onu teselli etmek
istemektedir ama her teselli ediş Sinan’a saplanan bir oka çevrilir. Çünkü Rıza’ya
göre ilişkilerini kıskanan çevrelerindeki insanlar yüzünden bu ilişki
bitmiştir. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Taşradaki insanlar
başlarına gelen her felaketi nazara bağlayarak kolaylaştırırlar. Suçu
başkalarının üzerine atmak için nazar değdi demek en kolay yoldur.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>“Herkesin gözü var” bu toprakların bir
klişesidir. Sinan iflah olmaz bir özgüven abidesi olduğundan aşk acısı çeken
Rıza’ya da diklenir ve yanıtı şiddetle alır. Arzu ve aşk acısı artık Sinan’ın
yüzüne bir dövme gibi işlenmiştir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Babası ile ilişkisi hep
sorunludur. Babası onun için artık utanılacak bir konumdadır. Kimi zaman ganyan
kahvesinde kimi zaman başka yerlerde kendine göre hep utanılacak durumlarda
görür babasını. Babası önyargılı olma, bilmeden öğrenmeden infaz etme diye
hatırlatsa da, Sinan için tek doğru babasının bir beygir hastası olduğu ve
evlerini bile bu hastalık yüzünden kaybettikleridir. Bir kitabı bile bastıracak
parası olmayan bu genç yazar adayı için babası zavallıdır ve zavallıların
hedefleri olan insanlar için zerre kadar önemi yoktur. Güç mıknatıs gibidir
herkesi yanına çeker. Zayıflık ise bütün insanları uzaklaştırır.
Yalnızlaştırır. Güçsüzlük, insanı kendine, iç dünyasına hapseder. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Baba, filmin sonlarında
kendi ailesinde bile bir çekim gücü oluşturamamasından mütevellit daha da
uzaklaşır taşradan. Bu taşradan kente, sakinlikten kalabalığa bir yolculuk asla
değildir. Çile çekmek için çilehaneye kapanan dervişler gibidir baba. Bu çileli
yolculuk hem Sinan için hem de baba için olumlu bir işarettir. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Kuyudan suyu çıkarmak
vuslata ermektir. Bu topraklarda vuslata ermenin en önemli merhalesi aileyle
barışmaktır. Küçük toplumlarda aile öncelikle kendisiyle kavgalıdır. Aile
bireyleri arasında anlaşmazlıklar geçimin ve miras davranışlarının yönünü
çizmektedir. Bir hane içerisinde insanların küskün ve kırgın olması topluma
yansır. Mutsuz çocuklardan mutsuz bireylere kadar bir sarmal kuşatır hepimizi.
Ailecek bir kez olsun bile bir sofranın etrafında bir araya gelmezler. Onları
birleştiren tek şey televizyon dizileridir. O anda da Zeki Demizkubuz filmlerinden
aşina olduğumuz gibi huşu içinde beyaz cama odaklanırız. Diyaloglar zayıflar ve
beyaz camda gördüğümüz dünya daha gerçek olur. Hayal ve gerçeğin ortasında
tatminsizlik de artar. Hatice’nin tatminsizliğinin kaynağı da budur. Gördüğü ve
ulaşmak istediği her şey için saadetine tekme atar. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Sinan’ın kitap bastırmak
amacına giden her yol mübah olduğundan babasının tek dostu olarak gördüğü cins
köpeği satıp parasını kullanmakta bir an olsun bile tereddüt etmez. Kitap
basılınca da o vicdani durumla ilk babasına getirir imzaladığı kitabını. Ancak
hayal kırıklıklarının başkenti olan babasının ganyan oynadığı ile ilgili
önyargısı kitabı vermeyi ikinci plana iter. Unutmuştur belki de.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Okul sahnesinde babanın
davranışları bizim için çok dikkat çekicidir. Evdeki kıyamet kopartan
tartışmaları bile gülümseyerek ve alttan alarak çözmeye çalışan baba ilkokul
öğrencilerine karşı çok gaddardır. Az bir gürültü çıkaran çocuğa bile öyle
kükrer ki, Sinan bile bu duruma şaşırır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Sinan her konuda ahkam
kesmeye bayılır. Biraz kitap okuyup mürekkep yalamak etrafındaki herkesi
küçümsemek için yeter bir nedendir. Annesine sürekli, neden bu adamla evlendin
diye suçlayıcı sorular yöneltir. Annesi babasına Sinan’dan daha kızgın olsa da
aşk, sevgi ve merhamet daha belirleyicidir. Yine evlenecek olsam babanla
evlenirim diyerek kestirip atar. Hatice gibi değildir annesi. Sevmiştir ve
sevgisine sonuna kadar sadık kalacaktır. Hatice ise hiç bilmek istemez çayır
çimeni. Duymak istemez kuzuların melemelerini. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Nuri Bilge Ceylan,
yoksulluk üzerine de birkaç kelam etmek istemiştir filmde. Dünyanın en güzel
kentlerinden biri olan Çanakkale’de bile dibine kadar yoksulluk izleyiciye
hissettirilir. Çingene mahallelerinin içine kapanmışlığı, piyango bileti
satıcısının bitmek bilmeyen geçim hesabı Sinan’ın diyaloglarının arasında
izleyiciye görünür. <o:p></o:p></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-8mJesSKlEdI/WyyhVx40KPI/AAAAAAAAEK4/XHEUQoqLR84tJijjGM_nYUfI_zhjh_HyQCLcBGAs/s1600/ahlat%2Ba%25C4%259Fac%25C4%25B1%2B4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="400" data-original-width="810" height="158" src="https://1.bp.blogspot.com/-8mJesSKlEdI/WyyhVx40KPI/AAAAAAAAEK4/XHEUQoqLR84tJijjGM_nYUfI_zhjh_HyQCLcBGAs/s320/ahlat%2Ba%25C4%259Fac%25C4%25B1%2B4.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Sinan iyi bir yazar
olacağı inancıyla yaşar. Bu nedenle her fırsatı değerlendirir. Taşra
sempozyumuna katılır. Her gördüğü yazar ve şaire yazdıklarından bahseder.
Hazırladığı çalışmasını sunarak bir kez olsun okumasını ister. Bu
karşılaşmalardan bir tanesi Sinan’ın amaca giden her yol mübah aşamasının bir
başka basamağında yaptığı dedesinin köydeki evinden aşırdığı dini kitabı sahafa
satması esnasında gerçekleşir. El yazması olarak gördüğü ancak matbaa basımı
olan bu kitabı ucuza elden çıkarır ve bölgenin en önemli yazarını da bu esnada
görür. İflah olmaz özgüven ve merak duygusu ile yazarın çalışmasını yarıda
böler. Birkaç soru soracağını söyler. Yazar isteksiz de olsa bu teklifi kabul
eder. Ancak genç yazar adayı sorularıyla bir şey öğrenmek derdinde değildir. O
kendini daha yüksek bir yerlerde gördüğünden yazarı sıkıştırır. Güzel başlayan
diyaloglar sertleşerek devam eder. Genç yazarın küçümseyici ve iğneleyici
üslubu usta yazarı çileden çıkarır. Sinan açısından pervasız üslup usta yazarın
bir kez olsun kitap taslağını okuması isteğini belirtmesine engel olmaz. Korkak
ve tutarsız biridir aslında Sinan. Usta yazarla tartışarak ayrıldığı köprünün
üzerindeki heykelin kırık kolunu suya atar birileri farkına varınca da
topuklar. Kendi içini saran egosu, dışarı için bir anlam ifade etmez. Aslan
kediye dönüşüverir. Şehirde kitap için daha az şans vardır. Kendi kozasında
kitap basımı için çareler aramak daha yerindedir. Kum ocağı işletmecisi
işadamına güzel izahlarla anlatır kitabın içeriğini ancak çok kitap okudum
diyerek kendine övgüler dizen bu adamın popüler birkaç kitap ve ansiklopedi
dışında kitap bulunmayan kütüphanesine bakarken işler "Bir kentin
değerleri nedir? Ne değildir?" sorununa evrilir. Bu mesele bizim tüm
kentlerimiz için tartışılıp sonuçlandırılması gereken bir meseledir
aslında.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Şehitler ve Truva Atından başka
bir kent değerinin olması rahatsız eder işadamını. Hele de yaşlı bir ayyaşın
kentin değeri olarak Sinan tarafından zikredilmesi bardağı taşıran son damla
olur. Sina, karakter olarak geri adım atmayı sevmediğinden, güzel bir soru ile
taçlandırır bu tatsız diyalogu. Peki neden başka kültürel etkinliklere sponsor
olurken kendisine destek olmak istememektedir. İşadamı fütursuzca yanıtlar
Sinan’ı. Çünkü belediye ile çetrefilli işleri vardır ve belediye istediği
müddetçe mecburen sponsor olmaktadır. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Siyaset-iş dünyası
ilişkilerini en güzel özetleyen diyalogdur bu. Ülkede kültür ve sanat amaç mı
yoksa ekonomik faaliyetlerin devam ettirilmesi için kültür ve sanat bir araç mı
tartışılmadan izleyiciye aktarılır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Kuyu filmin gizli
başrolüdür. Hep orada tarlanın bir kenarında durmaktadır. Kimileri için bir
hayal, kimileri için ise tersine bir kariyer yoludur. Her metafizik öğe
içerisinde bir kuyu imgesi yer alır. Kuyu bir kurtuluş veya bir inziva
göstergesidir.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Kuyudan aşağıya yansımış
öz benliğimiz bize bir şeyleri hatırlatmaktadır. Kimileri yüklerinden
kurtulurken kimileri de daha fazla yük yüklerler sırtlarına. Baba oğul için de
ruh kaynaşması noktasında kuyu çıkar karşılarına. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Kuyuya düştükçe bir hayat
inşa ederiz kendimize. Bu hayal ettiğimiz bir hayat olmayabilir. Ama bu hayat
kaybettiğimiz aile inşasında ve mutluluk noktasında önemli fırsatları da
sunabilir. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Filmin sonunda İdris Hoca’nın
kelimeleri benim boğazıma da düğümlendi. Bütün meslek yaşamında ortaya koyduğu
emek ve gayretler onu oğlunun bile gördüğünde gözyaşlarını tutamadığı bu
yoksunluğa sürüklemiştir. Onu ayakta tutan umut ışığı ile ona yoldaşlık eden Ahlat
Ağacı kitabıdır. Oğlu yazmıştır bu kitabı ve ondan başka kimse de okumamıştır.
O kitapta kendi yaşanmışlıkları oğlu ile paylaştıkları hatıraları vardır.
Cüzdanın içerisine sıkışmış bir küpür iki damla yaş düşürür su çıkmayan kuyunun
içine. Son bir gayretle oğul yüklenir kazmaya. Köylüler haklı çıkmamalıdır.
Onlar için son şanstır bu su. Kar sulu sepken indirmektedir. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
Film biterken yönetmen aklımıza
şu soruyu asılı bırakır: "Bu topraklarda sevilmek ve sevildiğini bilmek ne
zaman lütuf olmaktan çıkacaktır."<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<br />moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-13303828.post-65358616049842972262018-05-28T10:47:00.000+03:002018-05-28T11:01:26.801+03:00NBC'den Ahlat Ağacına Dair...<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://3.bp.blogspot.com/-gq5ZkiLWGE4/Wwuz1qSYl1I/AAAAAAAAEKE/JaqsynDDky4MPZECddR8yQNETxqwFZqOQCLcBGAs/s1600/28059709518_3b56a6954a_z.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><img border="0" data-original-height="427" data-original-width="640" height="213" src="https://3.bp.blogspot.com/-gq5ZkiLWGE4/Wwuz1qSYl1I/AAAAAAAAEKE/JaqsynDDky4MPZECddR8yQNETxqwFZqOQCLcBGAs/s320/28059709518_3b56a6954a_z.jpg" width="320" /></span></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Nuri Bilge Ceylan Cannes'da büyük övgü alan filmi <a href="http://www.nbcfilm.com/ahlat/ahlat.php?mid=1" target="_blank">Ahlat Ağacı</a> ile ilgili olarak <a href="http://m.milliyet.com.tr/amp/sevilmesi-zor-bir-karakter-kurmak/pazar/haberdetay/27.05.2018/2676671/default.htm?__twitter_impression=true" target="_blank">Milliyet gazetesinde</a> bir söyleşi gerçekleştirmiş. Bu söyleşiden satır başlarını kendime göre kategorize ederek sizlerle paylaşıyorum.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b>Ahlat Ağacı'na yüklediği anlam</b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="background-color: white; font-family: "Helvetica Neue", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 16px; text-align: start;"><i>Ahlat ağacı yalnız, garip, sahipsiz bir ağaçtır. Öksüz bir çocuk gibi öyle kendiliğinden biter bir yerlerde. Çorak yamaçlarda, taşlı tepelerde bile dünyaya gelse, tutunur hayata kene gibi, bırakmaz, kimsesiz bir sokak çocuğu gibi ekmeğini taştan çıkarmasını bilir... Ahlat gerçekten de yamuk yumuk, şekilsiz, her an kavgaya tutuşuverecek gibi sinirli bir hali olan kara kuru bir ağaçtır.</i></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Doğu Demirkol'un başrol oyuncusu olarak seçilmesi</span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<i><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="background-color: white; font-size: 16px; text-align: start;">Doğu’yu ilk kez Doğu Yücel’in </span>Facebook<span style="background-color: white; font-size: 16px; text-align: start;">’ta paylaştığı bir video ile fark ettim. Bir TV programında yaptığı kısa bir stand-up gösterisiydi. İlgimi çekince biraz daha araştırdıktan sonra, başka birçoğu gibi teste çağırdım. Sonra bir kez daha, sonra bir daha. Tipi, hayalimde canlandırdığımdan epey farklıydı ama bugüne kadar yazdığımız en uzun ve en ağır rollerden biri olduğu su götürmez olan geniş spektrumlu Sinan karakterinin altından kalkabileceğine beni en fazla ikna eden de, yine de Doğu oldu. Bu kadar uzun konuşmaları olan karmaşık bir karakteri bu kadar sorunsuz bir şekilde halledebildiğim bir çekim süreci pek de hatırlamıyorum, doğrusu. Doğu, son derece geniş spektrumlu, sokaktaki hayatı iyi bilen, entelektüel donanımı ve bilgisi fazla geniş olmasa da -ki belki de bu bir oyuncu için fazla gerekli değildir- tanıdığım en zeki ve sezgili insanlardan biri. </span></span></i></div>
<div style="text-align: justify;">
<i><span style="background-color: white; font-size: 16px; text-align: start;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></span></i></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="background-color: white; font-size: 16px; text-align: start;"><b><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Murat Cemcir'e rol vermesi</span></b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="background-color: white; font-size: 16px; text-align: start;"><b><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></b></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<i><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="background-color: white; font-size: 16px; text-align: start;">Murat’ın da oynadığı dizilerden, beğendiğim birkaç uzun monolog sahnesine rastlamıştım </span>YouTube<span style="background-color: white; font-size: 16px; text-align: start;">’da. O andan sonra, o da bir daha aklımdan çıkmadı nedense.</span></span></i></div>
<div style="text-align: justify;">
<i><span style="background-color: white; font-size: 16px; text-align: start;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></span></i></div>
<div style="text-align: start;">
<span style="background-color: white;"><b><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Filmlerinde artık uzun diyaloglara yer vermesi üzerine</span></b></span></div>
<div style="text-align: start;">
<span style="background-color: white;"><b><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></b></span></div>
<div style="text-align: start;">
<i><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="background-color: white; font-size: 16px;">Evet, son birkaç filmimde diyalogların giderek arttığı doğru. Ama hep böyle olacak diye de bir şey yok. Her an, tam tersi bir sükunete doğru birden geri çark edebilirim, bilinmez. Az diyaloglu sinemayı da severim çünkü. Ama son filmlerimde diyaloglardaki bu artış, aynı zamanda sinema üzerinde oluşmuş bazı dogmalara karşı bir tür başkaldırı anlamı da taşıyordu benim için. Tiyatroda, romanda ve bazen de sinemada gördüğümde hoşuma giden, dengesi iyi tutturulduğunda tarifi zor bir haz aldığımı kabul etmek zorunda kaldığım bir şeyi, kendi yöntemlerimle deneyimlemek ve sınırlarını kurcalamak konusunda duyduğum karşı konulmaz bir meraktı da benim için bu. Sonucunu kestiremediğim endişe verici bir merak. “Daha da arttırsam ne olur?” gibi bir şey. Tabii filmin hemen her sahnesinde yer alan Sinan, çok </span>kitap<span style="background-color: white; font-size: 16px;"> okuyan ve yazan bir karakter olduğu için, bulunduğu ortama göre kullandığı dili ve kelimeleri esnetebilecek ve manipüle edebilecek daha geniş bir dağarcığa sahip, çevresindekilere göre. Bu yetisini de, lazım olduğunda, kendini üstün kılmak için hizmetine koşmakta hiçbir sakınca görmüyor.</span></span></i></div>
<div style="text-align: start;">
<span style="background-color: white; font-size: 16px;"><i><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></i></span></div>
<div style="text-align: start;">
<span style="background-color: white; font-size: 16px;"><i><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Özellikle diyaloglar uzadıkça ve ağırlaştıkça, bunları çalıştırma, inandırıcı kılma, oyuncunun ağzında sakil durmaması için harcanan çaba da artmak zorunda kalıyor, ister istemez. Bunları hayata ait kılmak için durumlar, yardımcı mizansenler, bir sürü yöntem bulmak gerekiyor sürekli. Hatta kurguda da devam ediyor bu arayış. Diyalog daha inandırıcı olabilsin diye kesmeyi düşünmediğin yerde kesmek, ya da karşı açıya geçmek zorunda kalmak mesela. Ya da daha iyi tonlanmış bir kelimeyi ya da cümleyi başka bir görüntünün üzerine oturtmaya çalışmak... Bu da ister istemez filmin stilistik kararlarını etkilemeye başlayabiliyor. Kurgu sırasında her zaman inandırıcılıkla filmin biçimi arasında bitmek bilmez bir çatışma vardır. Daha inandırıcı olsun da, biçimsel tutarlılıktan mı ödün verelim, yoksa stil yara almasın da gerçeklik duygusundan mı verelim bu ödünü. Ben belli obsesyonlarım gereği daha çok inandırıcılıktan yana kullanır oldum seçimlerimi giderek. Film seyrederken biçimsel hatalarını, öbüründen daha kolay affedebildiğimi fark ettiğimden dolayı belki... Karakterlerin psikolojik tutarlılığı veya doğruluğu daha önemli galiba benim için.</span></i></span></div>
<div style="text-align: start;">
<span style="background-color: white; font-size: 16px;"><i><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></i></span></div>
<div style="text-align: start;">
<span style="background-color: white; font-size: 16px;"><b><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Neden tekrar Çanakkale'de bir film </span></b></span></div>
<div style="text-align: start;">
<span style="background-color: white; font-size: 16px;"><b><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></b></span></div>
<div style="text-align: start;">
<span style="background-color: white; font-size: 16px;"><i><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Aslında başlangıçta biraz da “Mayıs Sıkıntısı”na benzemesin düşüncesiyle farklı bir coğrafyada çekmek istiyorduk filmi. Fakat Ebru (Ceylan) ile dolaştık dolaştık, tam olarak içimize sinen bir yer de bulamadık. Ebru pek taraftar olmasa da, bir noktadan sonra yine iyi bildiğim, hem lojistik hem de başka açılardan bize bir sürü kolaylık da sağlayacak kendi büyüdüğüm topraklara geri dönmeye karar verdim. </span></i></span></div>
moroccomhttp://www.blogger.com/profile/06865806484756563515noreply@blogger.com0