Yalın ve Beyaz Bir Masumiyet: Görkem Yeltan
Uzun zamandır
ilk defa her gece bir Türk filmi izlemeye gayret gösteriyorum. Özellikle ilk
filmlerini çeken yönetmenlerin filmlerini arada durarak ve geri dönüşlü bir
şekilde izlemek daha yararlı oluyor. Mart’ın kapıdan baktırıp kazma kürek
yaktırdığı gecelerinin birinde yönetmenlerin ilk filmlerini arka arkaya tekrar
izleme fırsatı buldum. Bol kahvenin eşlik ettiği bu gece sinema serüvenin de
her iki filmin de ortak özelliği Görkem Yeltan’ın kadın başrol oyuncusu olarak
yer almasıydı.
İlk film Uzak
İhtimal’de Görkem Yeltan tek başına bir apartman dairesinde yaşayan rahibeyi
canlandırıyordu. Aynı kattaki diğer
daireye taşınan taşralı müezzinin rahibeye karşı hissettiği duygular üzerine
ilerleyen film çok klişe bir konuyu anlatmasına rağmen hiç ajitasyon
dolaylarında dolaşmadan ilerliyordu.
Filmin
“bayraktar” oyuncusu müezzin rolünü canlandıran Nadir Sarıbacak olmasına rağmen
Yeltan, bir rahibenin nasıl davranması ve nasıl yürümesinden tutun da Müslüman
bir ülkede genç bir rahibe olarak yaşamanın tüm duygularını seyirciye
iletebiliyordu. Kiliseden eve doğru yürürken başının o açısı bile kendi adıma
çok şeyi anlattı.
İkinci filmde
ise evli ve hasta bir kadını canlandırmaktaydı Yeltan. Erkeğin başat olduğu bu
filmde de sürekli hasta ve tekdüze bir yaşam süren ev hanımı bir kadının eşi
ile ilgili sorunlarını, onunla ilgili sorunlarını hiç konuşmadan gözleriyle
anlatabilmesi müthişti. Özellikle eşi TV de maç izlerken kanepenin üzerine
battaniyesine bürünerek oturması unutulmaz sahnelerimden birisi oldu. Eşler
arasındaki soğukluk, mesafe gibi kavramlar hiçbir tartışma olmadan anlatılması da
yönetmen Cemil Ağacıkoğlu’nun başarısıdır.
Görkem Yeltan
Türk sineması için büyük bir değerdir. Aynı tutarsız davranış kültlerine göre
belirlenen kadın oyuncular içerisinde farklı rollere bürünerek sinema
içerisinde değer üretme çabası takdire şayandır.
Hamiş: Görkem
Yeltan, aynı zamanda bir çocuk kitabı yazarı ve çocuk kitapları üzerine yazılar
yazan bir yazarmış. Bilginize.
Yorumlar